İslâm alimlerine göre ahâd haberin hüccet değeri
Künye
ALKAN, A. (2022). İslâm Âlimlerine Göre Âhâd Haberin Hüccet Değeri. Kocatepe İslami İlimler Dergisi, 5(1), 182-203. https://doi.org/10.52637/kiid.1085477Özet
Hz. Peygamber’in vefatından sonra dinî konuların hükümlerini belirlemede dinde ikincikaynak olan hadis ve sünnete olan ihtiyaç yoğun bir şekilde hissedilmeye başlanmıştır.Ayrıca Hz. Ali’nin hilâfeti döneminden itibaren İslâm toplumunda meydana gelen tefrikaolayları hadis uydurma hareketinin başlamasına neden olmuştur. Bu iki temel sebepgüvenilir ve doğru bilgiyi/haberi elde etme yöntemlerini geliştirmeye yönelik girişimlerinortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Çünkü haberin güvenilirliği ve doğruluğu dinindüşünce, inanç ve amel yapısının sağlam temellere oturmasını sağlayan en önemli unsurdur.Bu konuda gösterilen hassasiyet, Müslümanlara münhasır bir haber teorisini ortayaçıkarmıştır. Muhaddisler hadislerin tesbît, tedvîn ve tasnîf sürecinde geliştirdikleri isnadsistemi ile bu teoriye önemli katkılar sağlamışlardır. Temel gayeleri hadislerin Hz.Peygamber’e aidiyet ve sübût durumlarını tespit etmek olan hadisçiler “hadis usûlü” ilminiinşa etmişler ve hadisleri Hz. Peygamber’e nispetinin kesinliğinin ölçüsü olarak sahih, hasen,zayıf ve alt bölümlerine ayırmışlardır. Fıkıhçılar ve kelâmcılar ise hadisçilerin bu taksiminikabul etmekle beraber amaçları gereği farklı bir yaklaşım sergilemişler ve haberlerin hüccetve bilgi değerlerini esas alarak mütevâtir ve âhâd ayrımına gitmişlerdir. Çünkü onlaraçısından haber, amel ve itikatta hüccet olarak kullanılabilir özelliklere sahipse bir değerifade etmektedir. Muhaddisler, mütevâtir ve âhâd ayrımını amaçlarına uygun olmadığıgerekçesi ile hadis ilminin konuları arasında mütalaa etmemişlerdir. Fakat beşinci asırhadisçilerinden Hatîb el-Bağdâdî ile başlamak üzere mütevâtir ve âhâd ayrımınıbenimseyenler de vardır. Hadis rivayetlerinin büyük çoğunluğunu teşkil eden âhâd haberler,dinî ilimlerin amaç ve yöntem farklılıkları nedeniyle gerek tanımı ve bilgi değerleri gereksebunlara bağlı olarak hüccet olmaları konusunda en fazla görüş farklılığı belirtilen haberçeşidi olmuştur. Tespitlerimize göre âhâd haberin “bir ve birden çok” şeklindesınırlandırılmadan ifade edilen râvi sayısı ile mütevâtir haber için verilen asgari beş sayısınınkesişmesi farklı görüşlerin ortaya çıkmasının nedenlerindendir. Diğer bir neden ise âhâdhaberin “mütevâtir şartlarını taşımayan haber” şeklinde mütevâtire bağlı olan ve kendi özniteliklerini yeterli şekilde yansıtmayan epistemolojik tanımıdır. Bu durum başta âhâd haberolmak üzere diğer haber çeşitlerinin tanımlarında ve hüccet değerleri hakkında önemliölçüde nisbîlik konusunu gündeme getirmiştir. Bundan dolayı konumuz “âhâd haberinhüccet değeri” olmakla beraber mütevâtir, meşhur ve müstefîz haberlerin âhâdla ilişkili olanözelliklerini asgarî düzeyde açıklama zarureti hâsıl olmuştur. Çünkü diğer haber çeşitleriylemukayese etmek suretiyle âhâd haberin mahiyeti ve delil olma durumu daha iyianlaşılacaktır. Zahirî anlayışın önde gelen ismi İbn Hazm, sahih âhâd haberin mutlak olarakilim ifade ettiğini savunmuştur. Hadis ekolünün temsilcisi kabul edilen Ahmed b. Hanbel’in,yaygın kanaate göre, âhâd haber ilim ifade ettiği görüşünde olduğu bilinmekle beraber bazıHanbelî usulcüler zan ifade ettiği görüşünde olduğunu savunmuşlardır. Bunların dışındakelâmcılar, fıkıhçılar ve bazı hadisçiler âhâd haberin genel olarak zan ifade ettiği konusundahemfikirdirler. Ancak bu görüşte olanların çoğunluğunun, âhâd haberin genel olarak karîne,telakki’l-ümme bi’l-kabûl, muttefekun aleyh olması gibi kuvvetini artıran etkenlerle nazarîilim ifade ettiğini savundukları görülmektedir. Nazarî ilim ise mütevâtir haberin ifade ettiğiilim çeşitlerinden biridir. Bu durum, haberlerin tanımları ve bilgi değerleri ile ilgili nisbîlikunsurunun ortaya çıkardığı bir özelliktir. Araştırmanın sonunda önde gelen bir grup hadisçi,fıkıhçı ve kelâmcının âhâd ve diğer haber çeşitleri hakkındaki karşılaştırmalı olarak vermeyeçalıştığımız görüşleri de bu tespitleri teyit etmektedir. After passing away of the Prophet of Islam, the need for ḥadīth and sunna, which is thesecond-degree source in Islam, was began to be occured intensely in determining thedecisions (aḥkām) of the religious issues. Besides, the dissension events that took place inthe Islamic society during Ali's caliphate led to start of the ḥadīth fabrication movement.These two main reasons paved the way forthe emergence of initiatives to develop methodsof obtaining reliable and accurate information/report (khabar). Because the reliability andaccuracy of the report is the most important element that ensures the Islamic thought, belief(īmān) and action (‘amal) structure to based on sound foundations. The precision shown onthis issue has given rise to a theory of khabar exclusive to Islamic Literature. The Muḥaddiths(expert on hadith) made important contributions to this theory as isnād system (chains oftransmission of the hadiths) that is developed during the identification, compilation andclassification process of the ḥadīths. The Muḥaddiths, whose main purpose is to determineḥadīths’ certainty and whether they belong to the Prophet or not, built the science of“Mustalah al-Ḥadīth” (the Classification of Ḥadīth). The Muhaddiths classified the hadiths inthis science by certainity of them via connection to the Prophet, they divided the hadiths into ṣaḥīḥ (authentic), ḥasan (good), ḍa`īf (weak) and sub-sections. Fiqh scholars and Kalāmtheologians, on the other hand, accepted this division of muhaddiths, but they took adifferent approach due to their aims and made the distinction between mutawātir(successive) and āḥād (singular) hadiths based on the ḥujjat (evident) and informationalvalues of the reports. Because for them, a report has a valueif it has the features that can beused as evidence in belief (īmān) and action (‘amal). The Muḥaddiths did not consider thedistinction between mutawātir and āḥād among the subjects of ʻilm al-ḥadīth' (the science ofḥadīth), on the grounds that it was not suitable for their scientific purposes. However,starting with al-Khaṭīb al-Baghdādī, one of the fifth century muhaddiths, some of themadopted the distinction between mutawātir and āḥād. Āḥād reports, which constitutes themajority of the ḥadīth narrations, has been the most discussional type of the reports itsdefinition, informational values and depending on these being ḥujjat, due to the differencesin the purposes and methods of Islamic sciences. According to our findings in this study, theintersection of the number of narrators expressed with out being limited as “one and morethan one” in āḥād report and the minimum number of five specified for mutawātir report isone of the reasons for the emergence of different opinions. Another reason is the definitionof "report that does not meet the requirements of mutawātir", which is dependent onmutawātir and does not adequately reflect its own characteristics. This situation has broughtup the issue of relativity to a great extent about the definitions of the other report types,especially āḥād report, and about the values of ḥujjat. Although our subject is here "beingḥujjat (evident) of āḥād report", it has therefore become necessary to explain the features ofmutawātir, mashūr and mustafidh (famous and popular) reports related to āḥād reports in aminimum level. Because, by comparing āḥād report with other types of reports, the nature ofāḥād report and its status as evidence will be better understood. IbnḤazm, the leading nameof Ẓāhirī understanding (a Sunnī school) argued that the absolute truthful āḥād reportcorresponds the knowledge. Although according to common acceptance, Aḥmad b. Ḥanbal,who is accepted as the representative of the ḥadīth school, accepted āḥād report indicatingas the knowledge, but some Ḥanbalī uṣūl scholars have calimed that for Aḥmad b. Ḥanbalāḥād report indicates just zann (suspicion). Additionally, kalām theologians, fiqh scholarsand some ḥadīth scholars also agree that āḥād report generally corresponds zann. However,it seems that the majority of those who hold this view accepted that the āḥād reportcorresponds discur inductive knowledge if it has some supporting power factors such asbeing “talakki'l-umma bi'l-kabûl”, “muttafakun alaih” (agreed upon) or being "qarīna". Thisknowledge, on the other hand, is one of the types of knowledge that mutawātir reportcorresponds. This is a feature revealed by the element of relativity regarding the definitionsand information values of the reports. At the end of the study, by the given comparativeviews of a group of leading muhaddiths, jurists and theologians about āḥād and other typesof report will be confirmed these findings of this study.
Kaynak
Kocatepe İslami İlimler DergisiCilt
5Sayı
1Bağlantı
https://doi.org/10.52637/kiid.1085477https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2300523
https://hdl.handle.net/11630/11384
Koleksiyonlar
- Cilt 5 : Sayı 1 [10]