Ashâbı Kehf’in mağarada uyudukları süreye ilişkin yorumlara eleştirel bir yaklaşım
Künye
Seyhan, Ahmet Emin, “Ashâbı Kehf’in Mağarada Uyudukları Süreye İlişkin Yorumlara Eleştirel Bir Yaklaşım”, Büyük Uyanış Lice’de Ashâbı Kehf, Editörler: Hatip Yıldız, Abdusselam Ertekin, Davut Adlıg, Abdullah Cengiz, (Ankara: Sonçağ Yayınları, 2021), s. 473-490Özet
Ashâb-ı Kehf’in yaşadığı zaman, mekân, kaç kişi oldukları, isimleri ve mağarada ne kadar süre uyuduklarına dair Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadis kaynaklarında herhangi bir bilgi mevcut değildir. Kıssanın anlatıldığı Kehf Sûresi’ndeki ilgili âyetlere bütüncül değil parçacı yaklaşıldığı için “mağarada 309 yıl kaldılar” cümlesinin hâlâ “Yüce Allah’a ait olduğu” zannedilmektedir.
Bu tebliğde söz konusu yaygın kanaati taşıyanların görüşlerine işaret edilmekte, ilgili âyet siyak ve sibak dikkate alınarak değerlendirilmekte ve “309 yıl kaldılar” cümlesinin Yüce Allah’a değil “gereksiz tahminlerde bulunanlara ait olduğu” delilleriyle ortaya konulmaktadır. Çünkü bir sonraki âyette geçen; “O gençlerin mağarada ne kadar süre kaldıklarını en iyi bilen Allah’tır” (el-Kehf 18/26) cümlesi söz konusu iddiayı zaten çürütmekte ve tartışmaya son noktayı koymaktadır. Zira gençlerin mağarada 309 yıl uyuduklarını söyleyen eğer Allah Teâlâ olsaydı bu âyette “kaldıkları süreyi en iyi bilenin Allah olduğu” ifade edilmezdi. Ayrıca âyette geçen “O gençlerin kaç kişi olduklarını Rabbin bilir” (el-Kehf 18/22) cümlesiyle de Ashâb-ı Kehf’in sayısıyla ilgili yapılan tahminler reddedilmekte, onların sayısını sadece Yüce Allah’ın bildiği kaydedilmektedir. Yine 19. âyette Ashâb-ı Kehf’in uyandıktan sonra kendi aralarında konuşurlarken “ne kadar süre uyuduklarını en iyi Yüce Allah’ın bileceğini” söylemeleri de “309 yıl kaldılar” ifadesinin Yüce Allah’a ait olmadığının bir başka delilidir. Nitekim Abdullah b. Mes’ud (ö. 32/652-653) da mezkûr âyeti “ve kâlû ve lebisû fî kehfihim” “Onlar dediler ki” şeklinde okuyarak “309 yıl kaldılar” diyenin Allah Teâlâ olmadığını kaydetmiştir.
Sonuç olarak, kıssada verilen mesajın doğru anlaşılabilmesi için “309 yıl kaldılar” cümlesinin Yüce Allah’a değil, tam tersine bu konuda tahmin yürütenlere ait olduğunu bilmek ve hatalı yorumlardan kaçınmak gerekir. Bu tebliğin amacı, Allah Teâlâ’nın bildirmediği önemsiz ayrıntılarla meşgul olmanın, delilsiz konuşmanın, âyetler arası bağlantıyı kuramamanın Yüce Allah’ın muradının bilinmesini ve Kur’ân’ın doğru anlaşılmasını engellediğini ortaya koymak, Müslümanların zihinlerinde oluşan sorulara tatmin edici cevaplar vermek, bilinçli farkındalık oluşturmak ve kafalardaki taşların yerli yerine oturmasına imkân sağlamaktır.



















