Sağlık çalışanlarında huzursuz bacak sendromu sıklığı
Özet
Giriş: Bu çalışmanın amacı sağlık çalışanlarında Huzursuz
Bacak Sendromu (HBS) sıklığının saptanması ve etkili faktörlerle
ilişkisinin araştırılmasıdır.
Materyal ve metod: Kesitsel tipte olan bu araştırmaya
toplam 266 doktor, hemşire ve ebe alındı. Araştırma grubundan
213 kişiye ulaşıldı. Olguların demografik verilerini,
sosyoekonomik faktörlerini, sigara ve alkol kullanma
durumlarını, eşlik eden hastalıklarını, uyku davranışlarını
belirlemeye, ayrıca HBS tanı kriterlerinin, şiddetinin ve
obstrüktif uyku apne sendromunun (OUAS) riskinin belirlenmesine
yönelik soruları içeren anket formu karşılıklı
görüşme yoluyla uygulandı.
Bulgular: Olguların 49’u erkek, 164’ü kadın idi. Elli bir olgu
doktor, 162’si ise hemşire ve ebe olarak görev yapmaktaydı.
Sağlık çalışanlarında HBS sıklığı %18.3 (n=39) idi. HBS sıklığı
açısından kadın ve erkekler arasında istatistiksel fark
saptanmadı. HBS saptanan 39 kişinin 23’ünde (%59) aile
öyküsü mevcuttu. HBS saptananlarda HBS saptanmayanlara
göre işe geç kalma oranı daha yüksek, ortalama uyku süresi
daha kısa ve uykuya dalma süresi daha yüksek bulundu.
OUAS için yüksek riskli olanların oranı HBS saptananlarda
HBS saptanmayanlara göre istatistiksel olarak yüksekti.
Lojistik regresyon analizi sonuçlarına göre OUAS açısından
yüksek riske sahip olmanın ve eşlik eden hastalık varlığının
HBS için bağımsız risk faktörü olduğu saptandı.
Sonuç: Genellikle semptomları anksiyete veya strese
bağlanan HBS, sorgulandığında sağlık çalışanlarında yüksek
oranda tespit edilmiştir. OUAS açısından yüksek riske sahip
olmanın HBS için risk faktörü olabilmesi nedeni ile özellikle
eşlik eden hastalık varlığında sağlık çalışanlarının başta HBS
ve OUAS olmak üzere uyku bozuklukları açısından taranması
ve bilinçlendirilmesi gerektiği düşünüldü. Introduction: To investigate the frequency of restless Leg
Syndrome (RLS) in healthcare workers and the relation
between the effective factors.
Material and Method: Totally 266 doctors, nurses, and
midwives were included into this cross-sectional study. Two
hundred thirteen of study group were reached. The
questionnaires about demographic data, socioeconomic
factors, smoking, and alcohol status, co-morbidities, sleep
behaviours, and diagnostic criteria, and severity of RLS, and
the risk of obstructive sleep apnea syndrome (OSAS) were
applied by face to face interview.
Results: Forty nine of the cases were male, and 164 were
female. Fifty one of cases were doctors, 162 were nurses,
and midwives. The frequency of RLS was 18.3% in health
care workers. The frequency of RLS was not statistically
different between genders. Twenty three of 39 cases
diagnosed RLS had family history. The rate of being late for
work was high, median sleep time was short, and sleep
latency was high in RLS diagnosed cases. The ratio of high
risk for OSAS was high in RLS diagnosed cases. The results
of logistic regression analysis showed that having high risk
for OSAS, and presence of co-morbidities were independent
risk factors for RLS.
Conclusion: The rate of RLS was determined high in health
care workers. It is thought that because having high risk for
OSAS may be a risk factor for RLS, especially in the presence
of co-morbidities, health care workers must query for sleep
disorders as RLS and OSAS, and they must be aware of
these conditions.
Kaynak
Afyon Kocatepe Üniversitesi, Kocatepe Tıp DergisiCilt
13Sayı
3Bağlantı
http://hdl.handle.net/11630/2001Koleksiyonlar
- Makaleler [452]