Postoperatif Dönemde Spinal Anesteziye Bağlı Komplikasyonlar ve Hastanede Yatış Süresine Etkisi
Özet
Bu ileriye dönük çalışmada, spinal anestezi altında ameliyat olan hastalarda, postoperatif dönemde spinal anesteziye bağlı görülen komplikasyonların hastanedeki yatış süresine olan etkisini araştırmayı amaçladık.
Çalışma, spinal anestezi altında elektif cerrahi planlanan hastalardan araştırmaya katılmaya istekli olanlar üzerinde yapılmıştır. ASA skoru I, II, III ve IV grubuna dahil, yaşları 18- 82 arasında değişen, boyları 150- 187 cm, kiloları 50- 110 kg arasında olan 113 hasta (88 vaka grubuna komplikasyon görülen, 25 kontrol grubuna komplikasyon görülmeyen) çalışmaya alınmıştır.
Hastalara preoperatif dönemde 10 ml/kg Isolyte S infüzyonu yapılmıştır. Premedikasyon için 0,1 mg/kg midazolam IV olarak titre edilerek verilmiştir. Tüm lomber ponksiyonlar, aseptik şartlarda lateral veya oturur pozisyonda L1- 2, L2- 3 veya L3- 4 intervertebral aralıktan gerçekleştirilmiştir. Lomber ponksiyon 20 G, 22 G veya 26 G Quincke spinal iğneler ile yapılarak ortalama 14,63 mg hiperbarik bupivakain %0,5 (Marcaine Heavy; 5 mg/ ml) subaraknoid mesafeye enjekte edilmiş ve hastalara cerahi operasyona uygun pozisyon verilmiştir.
Subaraknoid ilaç uygulamasından sonra ameliyatın sonuna kadar 5’er dakika ara ile hemodinamik parametreler, (SAKB, DAKB, KAH, SpO2) ölçümü yapılmıştır. Hastaların sistolik arter basıncı preoperatif bazal değerinden %25 aşağıya düşünce hipotansiyon kabul edilmiştir. İntravenöz infüzyon hızlandırılmış, düzelmeyince tekrarlayan dozlarda İV efedrin (5- 10 mg) verilmiş ve kolloid içeren solüsyonlar kullanılmıştır. Ameliyat sırasında hastaların sıvı ve kan gereksinimleri hesaplanarak karşılanmıştır. Bradikardisi olan hastalar atropin, bulantısı olan hastalar da metokloropramid ile tedavi edilmiştir.
Bulantı, kusma, postspinal başağrısı, glob, hipotansiyon, bradikardi, ateş gibi komplikasyonlar preop, postop 0., postop 4., postop 6., postop 8., postop 24., postop 48. ve postop 72. saatlerde değerlendirilmiş ve kaydedilmiştir.
Tüm hastaların başağrıları “ visual analogue scale” ile değerlendirilmiştir.
1) Postoperatif dönemde hiç komplikasyon görülmeyen %22,1 (n=25) ve komplikasyon görülen %77,9 (n= 88) hastanın ortalama hastanedeki yatış süreleri karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır ( P > 0,05).
2) Postoperatif dönemde hastalarda komplikasyon görülme sırasına bakıldığı zaman;
• Birinci sırada bulantı %38,5 (n=43)
• İkinci sırada hipotermi %31,8 (n= 36)
• Üçüncü sırada başağrısı %27,3 (n=31)
• Dördüncü sırada glob %23 (n= 27)
• Beşinci sırada hipotansiyon %15,0 (n=17)
• Altıncı sırada bradikardi %12,3 (n=14)
• Yedinci sırada kusma %7,9 (n=9) oranında görülmüştür.
3) Postoperatif dönemde;
• Bir komplikasyon %37,0 (n=35)
• İki komplikasyon %26,5 (n=30)
• Üç komplikasyon %10,6 (n= 12)
• Dört komplikasyon %7,1 (n=8)
• Beş komplikasyon %1,8 (n=2)
• Altı komplikasyon %0,9 (n=1) oranında hastalarda görülmüştür.
Bir, iki, üç, dört, beş ve altı komplikasyon görülen hastalar ile hiç komplikasyon görülmeyen hastaların ortalama hastanedeki yatış süreleri karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel açıdan anlamlı fark saptanmamıştır (P> 0,05).
Sonuç olarak, spinal anestezi komplikasyonları hastanede yatış süresini uzatmamaktadır. Spinal anestezi, gerekli önlemler alındığında komplikasyonları kabul edilebilecek düzeyde olan, tercih edilmesi gereken bir anestezi yöntemidir. In our study, we searched the effect of complications related to spinal anaesthesia on the duration of the postoperative hospitalization period in patients who had undergone operations with spinal anaesthesia.
This study was performed on patients willing to participate in the study, and who were planned to undergo elective surgeries. A total of 113 patients (88 cases in the group with complications, and 25 cases in the group without complications) were included of whom ASA scores were in groups I, II, III and IV, ages between 18 and 82, heights between 150- 187 cm, weights between 50- 110 kg.
Isolyte S infusion was administered to the patients in a dose of 10 ml/kg in the preoperative period. Midazolam 0.1 mg/kg was applied for premedication purposes by titration method. All the lumbar punctures were carried out in aseptic conditions in lateral and sitting positions from L1- 2, L2- 3 or L3- 4 intervertebral spaces in the midline. Lumbar punctures were performed by using 20 G, 22 or 26 G Quincke spinal injectors and average 14.63 mg hyper baric bupivakain %0.5 (Marcaine Heavy; 5 mg/ml) was injected to the subarachnoid space with puncture needles and then the patient was given a position suitable for the operation.
Following the subarachnoid administration of the drugs, hemodynamic parameters (SABP, DABP, HR, SpO2) were measured every five minutes starting from the drug administration till the completion of the operation. A 25% decrease in the systolic blood pressures of the patient according to the basal levels were accepted as hypotension. In such cases, intravenous infusion was accelerated and if not recovered, IV ephedrine (5-10 mg) was given and solutions containing colloids were used. Fluid and blood requirements of the patients were calculated during the surgical operations. Patients with bradycardia were treated with atropine, and nausea with metochloropramide.
Complications like nausea, vomiting, postspinal headache, globe, hypotension, bradycardia and fever were evaluated at the preoperative and 0th, 4th, 6th, 8th, 24th, 48th and 72th hours of the postoperative period and recorded.
Headache of all the group was evaluated according to “visual analogue scale”.
1) When the hospitalization periods of the patients with and without complication (22.1% patients (n= 25) without complication, and 77.9% patients (n= 88) with complication) were compared, no statistically significant differences were seen between the two groups (P>0.05).
2) When the frequency of the complications in patients in postoperative period, it was seen that:
• There was nausea in the first place: 38.5% (n= 43)
• Hypothermia was in the second place: 31.8% (n=36)
• Headache was in the third place: 27.3% (n=31)
• Globe was in the fourth place: 23% (n=27)
• Hypotension was in the fifth place: 15.0% (n=17)
• Bradycardia was in the sixth place 12.3% (n=14)
• Vomiting was in the seventh place: 7.9% (n= 9)
3) In the postoperative period;
• Only one complication was seen with a ratio of 37.0% (n= 35)
• Two different complications were seen with a ratio of 26.5% (n= 30)
• Three different complications were seen with a ratio of 10.6% (n=12)
• Four different complications were seen with a ratio of 7.1% (n= 8)
• Five different complications were seen with a ratio of 1.8% (n= 2)
• Six different complications were seen with a ratio of 0.9% (n= 1)
No statistically significant difference was observed between the average hospitalization periods of the patients that did not suffer any complications and patients who suffered one, two, three, four, five and six complications respectively (P>0.05).
As a result, it was concluded that spinal anaesthesia is an anaesthesia method of choice, complications related to spinal anaesthesia do not prolong the hospitalization period when proper measures are taken.
Bağlantı
http://hdl.handle.net/11630/4029Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [635]