Farelerde deneysel yolla oluşturulan gastrit üzerine afyon yöresi kaplıca sularının iyileştirici etkilerinin araştırılması
Özet
Gastrit, gastrik mukozanın yangısı ve sekonder gelişen akut veya kronik kusma sendromunu tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir. Bu çalışmada; deneysel olarak oluşturulan gastritis olgusunun tedavisinde Afyonkarahisar Kaplıca Sularının gastritisin tedavisindeki etkinliği araştırılmıştır. Bu amaçla 40 adet Albino ırkı fareye etil alkol (EtOH) verilerek gastritis oluşturulmuş ve hastalık oluşturulduktan sonra 40 adet fare kontrol (KG) ve çalışma gruplarını (ÇG) oluşturmak üzere eşit olarak dağıtılmıştır. Tedavi aşamasında kontrol grubu farelere per os yolla musluk suyu verilmişken, çalışma grubu farelere her gün taze olarak getirilen Süreyya I Kaplıca Kaynağı suyu verilmiştir. Çalışma kapsamında çalışma başlamadan önce, gastritis oluşturulduktan sonra, tedavi başladıktan sonraki 1, 7, 14 ve 21. günlerde klinik, hematolojik, biyokimyasal, kan gazları ölçümleri ile mide dokusunun histopatolojik muayeneleri yapılmıştır. Çalışmanın sonunda gruplar arasında vücut sıcaklıkları açısından önemli bir fark elde edilmezken (p>0.05), kalp ve solunum frekanslarının çalışma grubu hayvanlarda önemli derecede (p<0.05) yüksek olduğu saptanmıştır. WBC, NOTR, MON, EOS ve MCV düzeylerinin gastrit oluşumu sonrası istatistiki açıdan önemli derecede (p<0.05) artış gösterdiği, buna karşılık RBC, HG, HCT, LENF, PLT, MCH ve MCHC düzeylerinde ise anlamlı derecede (p<0.05) azalma şekillendiği görülmüştür. gruplararası ve zaman peryodu göz önüne alınarak yapılan karşılaştırmalarda WBC, NOTR, MON, EOS ve MCV ortalamalarının her iki grupta da önemli derecede (p<0.05) azalma göstermesine rağmen, tüm ölçüm zamanlarında bu parametrelerin ortalamalarının ÇG'da daha anlamlı (p<0.05) değişim gösterdiği ve en düşük düzeylerin çalışma peryodunun en son haftası, yani 21. günde, elde edildiği görülmüştür. Benzer şekilde, ancak tersi bir yönde, RBC, HG, HCT, LENF, PLT, MCH ve MCHC düzeylerinde ilerleyen zaman dilimlerine bağlı olarak bu parametrelerin hem KG hem de ÇG hayvanlarda yükseldiği ve zaman dilimleri açısından istatistiksel olarak oluşan farkın önemli (p<0.05) olduğu, ancak gruplar karşılaştırldığında tüm zaman dilimlerinde şekillenen bu artışların ÇG hayvanlarda KG ile karşılaştırldığında önemli derecede (p<0.05) olduğu ve en yüksek düzeylerin çalışmanın son ölçümlerinde elde edildiği görülmüştür. ölçümü yapılan kan biyokimyasal parametrelerinden AST, ALT, CK, ALP, LDH, UREA, CREA ve IgG düzeylerinin gastrit oluşumunu müteakip yapılan ölçümlerde, çalışma öncesine göre önemli derecede (p<0.05) yükseldiği, TP, ALB ve GLU düzeylerinin ise anlamlı derecede (p<0.05) azaldığı saptanmıştır. Tedavi sonrası gruplara ayrıldıktan sonra tersine bir şekilde tedricen giderek artan ve istatistiki açıdan önemli derecede (p<0.05) TP, ALB ve GLU düzeylerinin arttığı, buna karşılık AST, ALT, CK, ALP, LDH, UREA, CREA ve IgG düzeylerinin ise azaldığı belirlenmiştir. pH, kısmi CO2 basıncı (pCO2), baz açığı (BE), bikarbonat (HCO3), Ca ve K düzeylerinin gastrit prosedürü sonrası azaldığı, buna karşılık laktat (LAKT), sodyum (Na) ve klor (Cl) düzeylerinin ise arış gösterdiği, bu artış ve azalış durumları açısından gruplar arası karşılaştırmalarda her iki grupta da normale doğru bir yönelişin olduğu saptanmakla birlikte, iyileşme hızı ve miktarı açısından KG ile karşılaştırıldığında, istatistiki açıdan en yüksek düzeylerin (p<0.05) ÇG hayvanlarda sağlandığı gözlenmiştir. tedavinin son günü olan 21. gün sonundaki karşılaştırmalarda; musluk suyu ile tedavi edilen kontrol gurubu hayvanlarda iyileşmenin tam şekillenmediği, hala doku bütünlüğünün sağlanamadığı, mononükleer hücre infiltrasyonu ile karakterize yangı tablosunun devam ettiği, buna karşılık kaplıca suyu ile tedavi edilen çalışma gurubu hayvanlarda doku bütünlüğünün tekrar şekillendiği ve normal halini aldığı saptanmıştır. Sonuç olarak; klinik, hematolojik, kan biyokimyasal parametreleri, kan gazları ve histopatolojik bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Süreyya I Kaplıca Kaynağı suyunun gastritisin tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür. Gastritis is a general term used to describe inflammation of the gastric mucosa and secondary to acute or chronic vomiting syndrome. In this study; the efficacy of Afyonkarahisar Thermal Spring Waters in the treatment of gastritis in experimental gastritis cases was investigated. For this purpose, 40 Albino mice were treated with ethyl alcohol (EtOH) to form gastritis. In the treatment stage, control group mice (CG) were given tap water by means of per os, while study group mice (SG) were given fresh water of Süreyya I Spa Spring every day. Clinical, hematological, biochemical, blood gas measurements and histopathological examinations of the gastric tissue were performed on the 1st, 7th, 14th and 21th days after the initiation of the treatment. At the end of the study, no significant difference was found between the groups in terms of body temperature (p> 0.05), whereas heart and respiratory frequencies were significantly higher in the study group animals (p <0.05). WBC, NOTR, MON, EOS and MCV levels significantly increased after gastritis formation (p <0.05), whereas RBC, HG, HCT, LENF, PLT, MCH and MCHC levels decreased significantly (p <0.05). Although the WBC, NOTR, MON, EOS and MCV averages decreased significantly in both groups (p <0.05), it was found that the mean of these parameters were more significant in SG at all measurement times (p <0.05). ) and the lowest levels were obtained in the last week of the study period on the 21st day. Similarly, but in the opposite direction, these parameters were elevated in both CG and SG animals due to advancing time periods at the levels of RBC, HG, HCT, LENF, PLT, MCH and MCHC, and the difference was statistically significant (p <0.05). However, when the groups were compared, it was observed that these increases, which occurred in all time periods, were significantly (p <0.05) compared to KG, in SG animals had the highest levels obtained in the last measurements of the study. AST, ALT, CK, ALP, LDH, UREA, CREA and IgG levels of blood biochemical parameters were significantly increased (p <0.05) compared to the pre-study levels (p<0.05). It was determined that TP, ALB and GLU levels increased in SG contrast to KG, and statistically significant decreases in AST, ALT, CK, ALP, LDH, UREA, CREA and IgG levels after the treatment. pH, partial CO2 pressure (pCO2), base deficit (BE), bicarbonate (HCO3), Ca and K levels decreased after gastritis procedure, whereas lactate (LACT), sodium (Na) and chlorine (Cl) levels increased. In the comparison between the groups in terms of these increase and decrease conditions, it was found that there was a tendency towards normalization in both groups, but when compared with KG in terms of recovery rate and amount, the highest statistically significant levels (p <0.05) were observed in SG animals. In the comparisons at the end of the 21st day, which is the last day of treatment; in KG animals treated with tap water, the healing was not fully formed, tissue integrity could not be achieved, the inflammation characterized by mononuclear cell infiltration continued, whereas in SG animals treated with spa water, tissue integrity was reshaped and became normal. As a result; when the clinical, hematological, blood biochemical parameters, blood gases and histopathological findings were evaluated as a whole, it was observed that the water of Süreyya I Thermal Spring was very successful in the treatment of gastritis.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11630/8276Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [635]