Pozitif bir bilim olarak psikoloji
Künye
Korkman, H . (2019). Pozitif Bir Bilim Olarak Psikoloji . Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 21 (1) , 345-357 .Özet
Psikoloji tarihine bakıldığında psikolojinin bilim olma kimliğine, fizik ile kurduğu bağ sayesinde ulaştığı görülür. Müller’den başlayarak, Helmholzt, Weber, Fechner ve en nihayet Wundt’a kadar uzanan yolda temel düşünce, bilincin fizik kanunlarını tespit etmek idi. Bu düşüncenin altında yatan ise, Newton’un kanunlarının felsefede ele alınan temel konulara da uygulanabileceği düşüncesiydi. Soyut bir mekanizma olan zihin ile somut bir mekanizma olan bedenin etkileşip etkileşmediklerini, etkileşiyorlarsa bunun nasıl gerçekleştiğini çözmeye yönelik olarak yürütülen zihin-beden sorunu tartışması, felsefede uzun zamandır sürmekteydi. Descartes’in ele aldığı ruh (zihin)-beden sorununu fiziğin ilkelerini kullanarak açıklama düşüncesi, psikolojinin bilim olmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu düşünce ile yola çıkan psikolojinin, sosyal bilim safına kayması ne yazık ki fazla uzun sürmemiştir. Duyum, algı, bellek, öğrenme vb. gibi bilincin öğelerini teşkil eden konuların pozitif bilimlerin yöntemleriyle çalışılmasındaki zorluk, bu durumun başlıca nedeni olmuştur. Bugün psikoloji artık bir yol ayrımındadır ve tercihini sosyal bilimden yana mı, yoksa pozitif bilimden yana mı kullanacağına karar vermelidir. Bu karar, psikolojinin bugününü ve yarınını şekillendirmede çok önemli bir yere sahip olacaktır. Bu düşüncelerden hareketle mevcut çalışmada, psikolojinin kısa bir tarihsel arka planı verilerek, psikolojinin günümüzde ve gelecekteki durumunun sosyal bilim olarak mı yoksa pozitif bilim olarak mı şekillenmesi gerektiği tartışılacaktır. When the history of psychology is observed, it appears that psychology's identity of being a science has been achieved through its connection with physics. Starting from Müller, Helmholtz, Weber, Fechner, and finally, until Wundt, the basic idea was to determine the physical laws of conscience. Underlying this thought was the belief that Newton's laws could be applied to the fundamental issues dealt with in philosophy. The discussion of the mind-body problem, which was intended to solve whether the mind, a non-physical mechanism, interacts with the body as a concrete mechanism, and how this interaction occurs, has long been on the agenda in philosophy. The idea of explaining the spirit (mind)-body problem of Descartes using the principles of physics has played an important role in psychology's becoming a science. The shift of the psychology that came out with this thought to the side of social science did not last long. The difficulty in working with the methods of positive sciences, which constitute conscience items such as sensation, perception, memory, learning,etc. has been the main cause of this situation. Today, psychology is now at a crossroad and should decide whether to favour social science or positive science. This decision will have a very important place in shaping the present and future situation of psychology. Moving on from these thoughts, this study will be presenting a brief historical background of psychology and whether the present and the future situation should be shaped as social science or as positive science will be argued.
Kaynak
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler DergisiCilt
21Sayı
1Bağlantı
https://dergipark.org.tr/tr/pub/akusosbil/issue/43639/426592https://doi.org/10.32709/akusosbil.426592
https://hdl.handle.net/11630/8780
Koleksiyonlar
- Cilt 21 : Sayı 1 [23]