Hintli hacılar arasındaki kolera salgını ve alınan tedbirler (1831-1911)
Özet
19. yüzyılın en ölümcül hastalığı olarak kabul edilen ve hemen hemen dünyanın her yerinde büyük can kayıplarına yol açan kolera salgınları, daha ilk görüldüğü yıllardan itibaren Hicaz bölgesinde de oldukça etkili olmuştur. İslam’ın ibadet esaslarından biri olan hac vazifesini yapmak üzere dünyanın dört bir tarafından gelen Müslüman hacı adaylarının buluşma noktası olan bölgede, koleranın hacılar arasında bulaşması ve sonra da hacılar vasıtasıyla dünyanın her tarafına yayılması için uygun bir zemin oluşturmuştur. Bu bağlamda Osmanlı Devleti, Hicaz bölgesini kolera hastalığından ve salgınlarından korumak için birçok tedbire başvurmuş, düzenlenen uluslararası konferansların kimi zaman öncüsü kimi zaman da en önemli unsuru olmuştur. Hem bu uluslararası konferanslarda alınan kararların ve hem de devlet tarafından özel olarak belirlenen kimi tedbirlerin tavizsiz bir şekilde uygulanmasıyla olumlu neticeler alınmıştır. Bunun en iyi neticesini belli güzergâhlarda kurduğu karantina teşkilatları sayesinde ve Hicaz’a gelmeden hacıların ve beraberindeki her şeyin dezenfeksiyon ve sağlık kontrolünden geçmesi olmuştur. “Hintli Hacılar Arasında Kolera Salgını ve Alınan Tedbirler” adlı çalışmamız 1831 Hicaz’da ilk kolera görülmesinden başlatılarak, 1911 yılında salgın boyutundan çıkmasına kadar görülen kolera vakalarının kaynağı olarak gösterilen Hindistan ülkesini ve kolera hastalığının taşıyıcısı durumda olan Hintli hacılar için ve diğer hacılar için Hicaz’da alınan tedbirlere değineceğiz. The outbreak of cholera, which is considered to be the deadliest disease of the 19th century and which caused great loss of life in almost every part of the world, was very effective in the Hedjaz region from the moment it first appeared. Since the region was the meeting point of the Muslim pilgrims coming from all over the world to perform the pilgrimage, one of the five conditions of Islam, it created a suitable ground for the spread of cholera among pilgrims and then to spread all over the world through pilgrims. In this context, the Ottoman Empire took many precautions to protect the Hedjaz region from cholera and epidemics, and sometimes became the pioneer and the most important element of international conferences. Both the decisions taken at these international conferences as well as the implementation of certain measures specifically determined by the state yielded positive results. The best result of this was the disinfection and sanitation check of pilgrims and everything accompanying them before coming to Hejaz with the help of the quarantine organizations established on certain routes. In our study, “the Cholera Outbreak and the Precautions Taken among Indian Pilgrims”, we will refer to the country of India, which was cited as the source of cholera cases seen from 1831, when the first occurrence of cholera in the Hedjaz, to the emergence of the epidemic in 1911. We will also discuss the precautions taken in Hedjaz for Indian pilgrims and other pilgrims who were carriers of cholera.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11630/9742Koleksiyonlar
- Yüksek Lisans Tezleri [1638]