İktisat Bölümüİktisat Bölümüne ait yayınlar içerir.https://hdl.handle.net/11630/71852024-03-29T08:07:52Z2024-03-29T08:07:52ZKüresel ısınma ve iklim değişikliği mücadelede kullanılabilecek iktisadi araçlarMasca, Mahmuthttps://hdl.handle.net/11630/78522020-01-03T05:56:53Z2009-01-01T00:00:00ZKüresel ısınma ve iklim değişikliği mücadelede kullanılabilecek iktisadi araçlar
Masca, Mahmut
İklimlerin değişmesi binlerce yıldan beri devam eden bir doğal olaydır. Ancak şimdiye kadar meydana gelen iklim değişiklikleri doğal bir seyir izlerken, çağımızdaki iklim değişikliklerinin temelinde antropojenik. insan kaynaklı etkiler mevcuttur. Bilimsel olarak kanıtlanan bu durum uluslararası hukuk belgelerinde de yer almaya başlamış ve ülkelerin büyük bir kısmınca da kabul edilmiştir. İklim değişiminin temelinde küresel ısınma, onun da temelinde atmosfere bırakılan sera gazları yatmaktadır.
2009-01-01T00:00:00ZTürkiye’nin yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin ekonomik analiziMasca, Mahmuthttps://hdl.handle.net/11630/78512020-01-02T18:22:26Z0016-01-01T00:00:00ZTürkiye’nin yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin ekonomik analizi
Masca, Mahmut
Bu çalışmada Türkiye’nin yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin mevcut ekonomik görünümünü ortaya
koyduktan sonra sektörün yurtdışına açılmada karşılaştığı sorunlar belirlenecek ve bazı politika
önerileri sunulacaktır. İnşaat sektörü yarattığı katma değer, istihdam kapasitesi, 200’den fazla alt
sektörü sürükleme potansiyeli ve sağladığı döviz girdisi ile önemli bir sektördür. Her yıl Türkiye
gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık %7-9 inşaat sektörü tarafından yaratılmaktadır. Bu sektör toplam
istihdamın yaklaşık %8’ini doğrudan sağlamaktadır. Sektörün ilişkili olduğu diğer sektör de hesaba
katılırsa bu rakam %30’lara kadar çıkmaktadır. 2018 yılı itibariyle dünyadaki en büyük 250
uluslararası müteahhitlik firması arasında Türk müteahhitlik firmaları 44 firmayla Çin’den sonra
ikinci sırada gelmektedir. Türk müteahhitlerinin yurt dışında üstlendikleri iş hacmi yılda ortalama 20
milyar dolar seviyesindedir. Bu rakam 250 uluslararası müteahhitlik firmasının toplam gelirlerinin
yaklaşık %4.5’ine karşılık gelmektedir. Bu rakamlar şunu göstermektedir: 250 uluslararası firmanın
yaklaşık %17.5’i Türk firmalarından oluşurken, bu firmaların toplam gelirden aldıkları pay yaklaşık
%4.5’tir. Bu rakamları şu şekilde yorumlamak mümkündür. Türk firmaları yüksek bedelli projelerde
değil düşük bedelli projelerde yer almıştır. Türk inşaat firmalarına küresel rekabette güç veren önemli
faktörlerden birisi Türkiye'nin sahip olduğu coğrafi konumudur. Bunun dışında uluslararası
standarttaki hizmetleri rakiplerine göre daha uygun fiyatlardan sunması, sağladığı yüksek müşteri
memnuniyeti, iş ortaklığı bakımından güvenilir olması, engin uluslararası deneyimi, çevre ülkelerdeki
iş ortamlarına aşina olmaları, sahip olduğu kalifiye insan gücü ve risk alma potansiyeli Türk
müteahhitlerine küresel rekabette üstünlük sağlayan diğer önemli faktörlerdir. Yapılan bir çalışmaya
göre, Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışına açılma sürecinde karşılaştıkları sorunlar şu şekilde
sıralanabilir: Hedef pazarlarda yaşanan bölgesel ve siyasi istikrarsızlıklar, ekonomik konjonktürün
geleceği ile ilgili belirsizlikler, yüklenilecek taahhütler için gerekli finansmanın temininde yaşanan
güçlükler, firmaların yeni pazarlardaki hukuki ve kurumsal yapı hakkında yeterince bilgi sahibi
olmaması. Ayrıca firmaların sahip olduğu bilgi ve tecrübelerinin dış piyasalarda tanıtılmasında
karşılaşılan güçlükler, firmaların yetiştirdiği kalifiye işgücünün rakip firmalarca transfer edilmesi,
firmanın uzmanlık alanı bakımından rekabet avantajına sahip olduğu projelerin ihalelerini
kazanamaması ve yüksek teknik araç gereç maliyetleri karşılaşılan diğer önemli sorunlar arasında
saymak mümkündür. Sektörün yurtdışına açılmasında karşılaşılan sorunların çözülmesi durumunda
ülke ekonomisi açısından çok önemli potansiyel taşımaktadır. Diğer taraftan pazarın genişletilmesi
için Türk müteahhitlik firmalarının etkin olduğu geleneksel pazarlar olan Avrasya, Orta Doğu, Körfez
ve Kuzey Afrika coğrafyalarına Sahra-altı Afrika ve Asya pazarlarının da eklenmesine yönelik
girişimde bulunulmadır. Ayrıca, Türk müteahhitlik firmalarının katma değeri yüksek projelerde yer
almasının temin edilmesi gerekmektedir. Firma ölçeklerinin büyütülmesi ve Türk firmalarının ortak iş
yapma bilincinin artırılması katma değeri yüksek ve prestijli uluslararası projelerin üstlenilmesinin
yolunu açacaktır. Böylece firmalarımız uluslararası pazarlarda daha sağlam bir şekilde yer alacaktır.
Ülke ekonomisine katkısı daha da artacaktır.; In this study, the current economic outlook of Turkey's international contracting services will be
given. Then, the problems faced by the sector while opening to the world will be determined and
some policy proposals will be presented. The construction sector is an important sector with the
added value it creates, employment capacity, the potential of dragging more than 200 sub-sectors and
the foreign exchange input it provides. Each year, the construction industry creates about 7-9% of
Turkey's gross domestic product. This sector provides about 8% of total employment directly. If the
other sector in which the sector is related is taken into account, this ram goes up to 30%. As of 2018,
Turkish contracting firms ranked second after China with 44 companies among the 250 largest
international contracting companies in the world. The volume of work undertaken by Turkish
contractors abroad is approximately 20 billion dollars per year. This figure corresponds to
approximately 4.5% of the total revenues of 250 international contracting firms. These figures show
that approximately 17.5% of the 250 international firms are Turkish firms, while the share of these
firms in total revenue is about 4.5%. It is possible to interpret these figures as follows. Turkish firms
have been involved in low-cost projects, not high-cost projects. One major factor in global competition
that empowers the Turkish construction companies is Turkey’s geographical location. In addition,
Turkish companies provide services of international standards at more favorable prices than its
competitors. They provide high customer satisfaction. They are reliable in terms of business
partnership. They have vast international experience. They are familiar with business environments in
neighboring countries. They have qualified manpower and risk-taking potential. According to a
study, the problems faced by Turkish contracting firms in the process of opening abroad can be listed
as follows: Regional and political instability in target markets, uncertainties about the future of
economic conjuncture, difficulties in providing financial support for contracts to be taken, lack of
knowledge on legal and institutional structure in new markets. In addition, the difficulties
encountered in introducing the knowledge and experience of the firms in foreign markets, transferring
the qualified work force of the firms by competing firms, not being able to win the tenders of the
projects in which the firm has competitive advantage, and high technical equipment costs. If the
problems encountered in the opening of the sector abroad are solved, it has a significant potential for
the national economy. On the other hand, in order to expand the market, an attempt is made to add
sub-Saharan Africa and Asia markets to the Eurasian, Middle East, Gulf and North Africa
geographies, which are traditional markets where Turkish contracting firms are active. In addition, it
is necessary to ensure that Turkish contracting firms take part in high value-added projects. Increasing
the firm scales and increasing the awareness of Turkish firms for joint business will pave the way for
undertaking prestigious international projects with high value-added. Thus, our companies will take a
more solid place in international markets. Its contribution to the national economy will increase.
0016-01-01T00:00:00ZUluslararası Göçün Dış Ticaret Üzerine Etkisi: Türkiye İçin Ampirik Bir AnalizDemirtaş, GökhanÇakırca, Şule Yükselhttps://hdl.handle.net/11630/73622019-12-05T08:54:55Z0031-01-01T00:00:00ZUluslararası Göçün Dış Ticaret Üzerine Etkisi: Türkiye İçin Ampirik Bir Analiz
Demirtaş, Gökhan; Çakırca, Şule Yüksel
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de uluslararası göçün dış ticaret üzerine etkisini incelemektir. Çalışma, 2013-2016 yılları arasında Türkiye’nin göç aldığı 125 ülke ile dış ticareti üzerine odaklanmaktadır. Bu amaçla panel veri yöntemi kullanılarak tahmin edilen modeller, OECD üyesi ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Modellerde yer alan değişkenler, genişletilmiş çekim modeline göre belirlenmiştir. Çalışmanın iki temel sonucu bulunmaktadır. İlk olarak hem OECD ülkeleri hem de gelişmekte olan ülkeler için oluşturulan modellerde uluslararası göçün ihracat, ithalat ve dış ticaret üzerine etkisi pozitiftir. İkinci olarak Türkiye’de uluslararası göçün ithalat üzerindeki pozitif etkisi, ihracat üzerindeki etkisinden daha büyüktür. Bu sonuç, Türkiye’de tercih etkisinin ağ etkisinden daha baskın olduğunu göstermektedir. Ayrıca Türkiye’ye daha nitelikli iş gücüne sahip göçmenlerin gelmesini özendirecek politikalara ihtiyaç vardır.; The aim of this study is to investigate the effect of international migration on foreign trade in Turkey. The study focuses on the trade of Turkey with 125 countries during the period from 2013 to 2016. For this purpose, the models estimated by using panel data method are divided into two groups: OECD member countries and developing countries. The variables in the models are determined by the augmented gravity model. There are two main results of the study. First, the effects of international migration on exports, imports and foreign trade are positive in the models for both OECD countries and developing countries. Second, the positive impact of international migration on imports is greater than the impact on exports in Turkey. This result indicates that the preference effect is more dominant than the network effect in Turkey. There is also a need for policies to encourage more qualified immigrants to come to Turkey.
0031-01-01T00:00:00ZTürkiye’de Teknoloji Transferinin İçselleştirilmesi Üzerine Ampirik Bir ÇalışmaDemirtaş, GökhanAktop, Vildan Sabahttps://hdl.handle.net/11630/73612019-12-05T08:54:03Z0031-01-01T00:00:00ZTürkiye’de Teknoloji Transferinin İçselleştirilmesi Üzerine Ampirik Bir Çalışma
Demirtaş, Gökhan; Aktop, Vildan Saba
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’deki teknoloji transfer kanallarının teknolojinin içselleştirilmesi üzerine etkisini araştırmaktır. Bu amaçla vektör hata düzeltme modeline (VECM) dayanan standart Granger nedensellik analizi ve genelleştirilmiş etki-tepki fonksiyonları (GIRF), 1978-2015 dönemine ilişkin veri kullanılarak uygulanmıştır. Bu çalışmada yüksek teknolojili ürün ihracatındaki artışlar, teknolojinin içselleştirilmesini temsil etmektedir. Çünkü farklı kanallar yoluyla teknolojiyi transfer eden ülkeler, transfer edilen teknolojiyi öğrenerek içselleştirdiklerinde bu teknolojik bilgiye dayanarak daha fazla yüksek teknolojili ürün üretebilecek ve bunları ihraç edebilecektir. Yüksek teknolojili ürün ithalatı ve doğrudan yabancı yatırım akımları, teknoloji transfer kanallarını göstermektedir. Çalışmanın sonuçlarına göre yüksek teknolojili ürün ithalatı ve doğrudan yabancı yatırım girişlerinden yüksek teknolojili ürün ihracatına doğru uzun dönemli nedensellik ilişkisi bulunmaktadır. Fakat GIRF sonuçları, bu değişkenlerin yüksek teknolojili ürün ihracatı üzerinde negatif etkisi olduğunu göstermektedir. Bu durum, Türkiye’de teknoloji transferini içselleştirmek için teknolojik yeteneğin yeterli düzeyde olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Türkiye, teknolojik yeteneğini geliştirmek için strateji ve politikalar geliştirmelidir.; The aim of this paper is to investigate the effect of technology transfer channels on internalization of technology in Turkey. For this purpose, standart granger causality test and the generalized impulse response function (GIRF) based on the vector error correction model (VECM) are conducted by using data over the period from 1978 to 2015. In this study, the increase in high-tech products exports represents the internalization of technology. Because countries that transfer technology through different channels will be able to produce and export more high tech products based on technological knowledge if they learn and internalizate the transferred technology. The variables of foreign direct investment and import of high-tech products imports indicate technology transfer channels. According to the estimation results, there is long-term causality from high-tech product import and foreign direct investment inflow to high-tech products export. But the GIRF results show that they have negative effect on it. These findings suggest that Turkey can not internalize the technology transfer. It stem from fact that the technological capacity is insufficient to internalize the technology in Turkey. Therefore, Turkey should develop strategies and policies to improve their technological capabilities.
0031-01-01T00:00:00Z