Cilt 19 : Sayı 1https://hdl.handle.net/11630/78402024-03-28T16:12:16Z2024-03-28T16:12:16ZFarklı ortam sıcaklıklarının kompozit restoratif malzemelerin mekanik ve tribolojik davranışları üzerindeki etkisinin incelenmesiYılmaz, Efe Çetinhttps://hdl.handle.net/11630/111472023-09-22T12:10:46Z0028-01-01T00:00:00ZFarklı ortam sıcaklıklarının kompozit restoratif malzemelerin mekanik ve tribolojik davranışları üzerindeki etkisinin incelenmesi
Yılmaz, Efe Çetin
Bu çalışmanın amacı, farklı ortam sıcaklıklarının üç farklı kompozit restoratif malzemesinin mekanik ve tribolojik davranışları üzerindeki etkisinin incelenmesidir. Bu çalışmada, kompozit malzemelerin sertlik, yüzey pürüzlülüğü ve direkt-temas aşınma davranışları üç farklı ortam sıcaklığındaki çiğneme test deneylerinde (5 ℃, 37 ℃ ve 55 ℃) incelenmiştir. Çiğneme test deneyleri saf su içerisinde üç farklı ortam sıcaklığında 50 N üst çene ısırma kuvveti, 0.7 mm alt çene yanal hareketi, 240.000 mekanik yükleme, 1.6 Hz çiğneme periyodu ve 6 mm çapında Al2O3 karşı malzeme olarak uygulanmıştır. Kompozit malzemelerin her çiğneme test grubu sonrasında sertlik, yüzey pürüzlülüğü ve ortalama aşınma hacim kaybı değerleri belirlenmiştir. Ayrıca, her test grubundan rastgele numuneler seçilerek 3D profilometre ve taramalı elektron mikroskobu görüntüleri alınarak aşınma yüzeyi analizleri yapılmıştır. Bu çalışma sonucunda, çiğneme ortam sıcaklığının artması ile test edilen tüm kompozit malzemelerin sertlik değerlerinde azalmalar gözlemlenmiştir. Kompozit malzemenin monomer yapısında içerdiği organik matris yapısı çiğneme ortam sıcaklığının artması ile kompozit malzemenin daha belirgin yüzey pürüzlülüğüne sahip olmasına katkı sağlamıştır.; The purpose in this study, investigation effect of different ambient temperature on mechanical and tribological behaviour of three different composite restorative materials. In this study, hardness, surface roughness and direct-contact wear behaviors of composite materials were investigated in chewing test experiments (5 °C, 37 °C and 55 °C) at three different ambient temperatures. Chewing test experiments were performed in distill water at three different ambient temperatures as 50 N bite force bite force of upper jaw, 0.7 mm lateral movement of lower jaw, 240,000 mechanical loading, 1.6 Hz chewing period and 6 mm diameter Al2O3 antagonist material. The hardness, surface roughness and mean wear volume loss values of composite materials were determined after each chewing test group. In addition to, a random specimen was selected from each test group with 3D profilometer and Scanning Electron Microscope (SEM) images were taken for analysis of wear tracks. As a result of this study, it has been observed that the decrease hardness values of all composite materials of tested with increasing chewing ambient temperature. The organic matrix structure of the monomer of the composite material contributes to the increased surface temperature of the chewing material and the more significant surface roughness of the composite material.
0028-01-01T00:00:00ZInvestigation of the relationships between compressive strength and some physical parameters of pyrite containing rocksKaraman, KadirAlp, İbrahimKesimal, AyhanYılmaz, Ali Osmanhttps://hdl.handle.net/11630/111462023-09-22T12:10:40Z0028-01-01T00:00:00ZInvestigation of the relationships between compressive strength and some physical parameters of pyrite containing rocks
Karaman, Kadir; Alp, İbrahim; Kesimal, Ayhan; Yılmaz, Ali Osman
This study focuses on the investigation of the relationships between physical parameters (cohesion (C), internal friction angle (), unit weight (UW), ultrasonic P wave velocity (UPV)) and pyrite content (Py, %) with rock strength (UCS). Polished section analyses of rocks were performed via Clemex image analysis system and motorized table which are integrated into the trinocular research microscope that is a modern technique. Correlation analysis was performed between UCS and Py. Statistically significant relation wasn’t obtained between the data pairs even though coefficient of correlation is relatively high (r=0.69). However, a statistically significant relationship (with p=0.003 and F=302.6) was achieved with high coefficient of determination (R2=0.936) when multivariate regression analysis was carried out between UCS and other parameters including “Py” used in this study.; Bu çalışma, kayaçların fiziksel parametreleri (kohezyon (C), içsel sürtünme açısı (), birim hacim ağırlık (UW), ultrasonik P dalga hızı (UPV)) ve pirit içeriğinin (Py, %) kayaç basma dayanımı (UCS) ile arasındaki ilişkilerin incelenmesine odaklanmaktadır. Kayaçların parlak kesit analizleri, modern bir teknik olan trinoküler araştırma mikroskobuna entegre edilmiş Clemex görüntü analiz sistemi ve motorlu tabla ile gerçekleştirilmiştir. UCS ve Py arasında korelasyon analizi yapılmıştır. Korelasyon katsayısı (r=0.69) nispeten yüksek olmasına rağmen veri çiftleri arasında istatistik olarak anlamlı bir ilişki elde edilememiştir. Öte yandan, UCS ve bu çalışmada kullanılan pirit içeriği dahil diğer parametreler arasında çoklu regresyon analizi yapıldığında, istatistiksel açıdan önemli ve (p=0.003 and F=302.6) çok güçlü/yüksek determinasyon katsayısına (R2=0.936) sahip tahmin modeli elde edilmiştir.
0028-01-01T00:00:00ZFarklı katı içeriklerindeki maden artığı macun malzemenin reolojik davranışlarının incelenmesiAdıgüzel, Denizhttps://hdl.handle.net/11630/111452023-09-22T12:10:33Z0028-01-01T00:00:00ZFarklı katı içeriklerindeki maden artığı macun malzemenin reolojik davranışlarının incelenmesi
Adıgüzel, Deniz
Günümüzde madencilik sektörünün gelişimiyle beraber hammadde ihtiyacı da her geçen gün artmaktadır. İlerleyen teknolojinin getirdiği olanaklar sayesinde daha düşük tenörlü cevherler de ekonomik olarak değerlendirilmekte ve hammadde üretimi artmaktadır. Buna bağlı olarak cevher hazırlama ve zenginleştirme tesislerinde açığa çıkan artık malzeme oranı giderek artmakta ve bu durum çevresel açıdan büyük riskler oluşturmaktadır. Bu artıkların çevresel açıdan risk yaratmayacak bir şekilde depolanması madencilik sektörü açısından giderek büyüyen bir problem olmaktadır. Artık barajları gibi klasik depolama yöntemleri işletmelerin bu ihtiyaçlarını yeterince karşılayamamaktadır. Son yıllarda macun teknolojisi kullanımı klasik depolama yöntemlerine alternatif olmakta ve işletmelerde artıkların depolanması amacıyla bu teknolojinin kullanımı giderek artmaktadır. Bu yöntemin çevresel ve ekonomiklik açısından büyük avantajları bulunmaktadır, ancak uygulamada klasik artık depolama yöntemlerine göre daha fazla teknik özelliğin belirlenmesi gerekmektedir. Bunlardan en önemlileri macun malzemenin pompalanabilirliğini belirleyen reolojik özellikleridir. Bu çalışmada bir bakır madeni proses artıkları ile oluşturulan macun malzemenin reolojik davranışları incelenmiştir. Buna göre farklı katı oranlarında hazırlanan macun malzemenin akma gerilmesi, viskozite ve malzemenin akış özellikleri hakkında önemli bir parametre olan maksimum paketleme yoğunluğu değerleri bu çalışma kapsamında belirlenmiştir. Sonuç olarak macun malzemenin pompalanabilirlik açısından kritik katı oranı %45 olarak, maksimum paketleme yoğunluğu değeri ise ~%68 olarak belirlenmiştir. Böylece katı oranı değişiminin macun malzemenin reolojik özelliklerine olan etkisi ve pompalanabilirlik açısından uygun katı oranları ortaya konulmuştur.; Today, with the development of the mining sector, the need for raw materials is increasing day by day. This need made it possible to evaluate the lower grade ores economically provided by the advancing technology. Thus, the amount of tailing material released has increased gradually and this has created environmental risks. Tailings disposal is a growing problem for the mining industry in terms of environmental. Conventional disposal methods, such as tailing dams, cannot adequately solve these problems. In recent years, the use of paste technology has become an alternative to tailing dams and the use of this technology has been increasing in order to tailings disposal in mining. This method has great advantages in terms of environmental and economic efficiency, but in practice it is necessary to determine more technical properties than conventional methods. The most important of these properties are the rheological behaviours which determine the pumpability of the paste material. In this study, the rheological behavior of the paste material formed by a copper mine process tailing was investigated. The yield stress, viscosity and maximum packaging density which are an important parameter about flow properties values of the paste material with different solid ratios were determined. As a result, the critical solids ratio of the paste material is 45% and the maximum packing density value is 68%. Thus, the effect of the change in the solids ratio on the rheological properties of the paste material and the suitable solid ratios in terms of pumpability were determined.
0028-01-01T00:00:00ZKütahya şehir merkezinde yer alan çocuk parklarındaki toprakların ağır metal kirliliğinin belirlenmesiÖzkul, Caferhttps://hdl.handle.net/11630/111442023-09-22T12:10:25Z0028-01-01T00:00:00ZKütahya şehir merkezinde yer alan çocuk parklarındaki toprakların ağır metal kirliliğinin belirlenmesi
Özkul, Cafer
Yoğun kentleşme, sanayileşme ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan trafik yoğunluğu, madencilik ve endüstriyel faaliyetler şehir topraklarının kirletilmesine ve geri dönüşü olmayacak şekilde zarar görmesine neden olmaktadır. Şehir merkezinde yer alan çocuk parkları da bu kirlilikten fazlasıyla etkilenmektedir. Bu kirliliğinin önemli bir bölümünü ise insanlarda toksik etki gösteren ağır metal kirliliği oluşturmaktadır. Çocuklar ise bu alanlarda en fazla vakit geçiren gruptur ve bu kirlilikten en fazla onlar etkilenmektedir. Bu çalışmada Kütahya'daki çocuk parklarında yer alan toprakların ağır metal içerikleri incelenmiştir. Kütahya şehir merkezi yerleşim alanında bulunan 19 çocuk parkından toprak örnekleri toplanmıştır. Örnekler toprağın 0-10 cm derinliğinden alınmış ve As, Cd, Cr, Cu, Hg, Ni, Pb ve Zn ağır metallerinin analizleri yapılmıştır. Son analizler ICP-MS yöntemi ile gerçekleştirilmiş olup çözelti hazırlamak için aqua regia (A.R.) kullanılmıştır. Toprağın üst kısımlarından alınan örneklere ait ağır metal konsantrasyonları, As için 9.60-260.90 mg/kg, Cd için 0.07-1.24 mg/kg, Cr için 16.10-55.50 mg/kg, Cu için 9.13-65.23 mg/kg, Hg için 0.02-0.60, Ni için 24.70-121.30 mg/kg, Pb için 13.06-113.60 mg/kg ve Zn için 28.70-252.90 mg/kg'dir. Park topraklarındaki ağır metal kirliliğini değerlendirmek için Zenginleşme Faktörü (EF), Jeobirikim İndeksi (Igeo), Kirlilik Faktörü (CF) ve Kirlilik Yük İndeksi (PLI) parametreleri hesaplanmıştır. Özellikle As, Cd, Hg, Ni, Pb ve Zn ağır metal içerikleri, çalışma alanındaki çocuk parklarında tehlike oluşturabilecek kadar yüksek bulunmuştur.; The intense urbanization and industrialization and the resulting traffic intensity, mining and industrial activities cause irreversible pollution to urban soils. Children playgrounds in the city center are greatly affected by this pollution. A significant part of this pollution created by heavy metals which are toxic to humans. Children are the group that spend the most time in these areas and they are most affected by this pollution. In this study, the heavy metal contents of the soils in the children playgrounds in Kütahya were examined. Soil samples were collected from 19 children playgrounds located in Kütahya city center residential area. The samples were taken from 0-10 cm depth of the topsoil and As, Cd, Cr, Cu, Hg, Ni, Pb and Zn analyses of heavy metals were conducted. Aqua regia (A.R.) was used for solutions and the final analyses were performed by ICP-MS method. Heavy metal concentrations in topsoils vary between 9.60 to 260.90 mg/kg for As, 0.07 to 1.24 mg/kg for Cd, 16.10 to 55.50 mg/kg for Cr, 9.13 to 65.23 mg/kg for Cu, 0.02 to 0.60 mg/kg for Hg, 24.70 to 121.30 mg/kg for Ni, 13.06 to 113.60 mg/kg for Pb and 28.70 to 252.90 mg/kg for Zn, respectively. Enrichment Factor (EF), Geoaccumulation Index (Igeo), Contamination Factor (CF) and Pollution Load Index (PLI) have been calculated to evaluate heavy metal pollution in the topsoils. In particular, the contents of heavy metals such as As, Cd, Hg, Ni, Pb and Zn have been found to be high enough to cause danger in the children playgrounds.
0028-01-01T00:00:00Z