Cilt 22 : Sayı 1https://hdl.handle.net/11630/86442024-03-28T11:27:14Z2024-03-28T11:27:14ZOrganizational legitimacy: Evaluating the conceptual landscape of a multidimensional phenomenonYüncü, Volkanhttps://hdl.handle.net/11630/86672021-05-01T15:56:37Z2020-01-01T00:00:00ZOrganizational legitimacy: Evaluating the conceptual landscape of a multidimensional phenomenon
Yüncü, Volkan
As a fundamental, yet often a confusing concept due to its multilevel structure, organizational legitimacy has attracted great attention in management and organization research as well as sociology and political science. In this comprehensive review, I discuss the concept within the former scope by taking a picture of the accrued conceptual challenges faced by researchers and by revealing the divergences and convergences among several dimensions of legitimacy suggested in essential typologies. Herein, this systematic literature review investigating these conceptual challenges in direct proportion to the increase in the number of studies indicates that each discipline and paradigm embraces the concept through its own contextual elements. As a result, whereas current typologies and dimensions of legitimacy are found to be overlapping in some respects, they are also observed to differ significantly from one another in some other aspects. Accordingly, the concept still lacks a broad conceptual consensus and more integrative future research is required to construct an overarching framework with the contributions of different theoretical contexts.; Son derece önemli, fakat çok katmanlı yapısı nedeniyle çoğu zaman kafa karıştırıcı bir kavram olan örgütsel meşruiyet, sosyoloji ve siyaset biliminin yanı sıra, yönetim ve örgüt alanlarında da büyük ilgi görmüştür. Bu kapsamlı literatür incelemesinde araştırmacıların karşılaştığı kavramsal güçlüklerin bir resmini çekerek ve temel tipolojilerde önerilen meşruiyetin çeşitli boyutları arasındaki farklılıkları ve yakınsamaları ortaya çıkararak kavramı yönetim ve örgüt alanında tartışıyorum. Bu noktada, söz konusu kavramsal güçlükleri kavramla ilgili çalışma sayısındaki artışla doğru orantılı olarak inceleyen bu sistematik literatür incelemesi, her disiplinin ve paradigmanın meşruiyet kavramını kendi bağlamsal unsurlarıyla ele aldığını göstermektedir. Sonuç olarak, meşruiyetin mevcut tipolojileri ve boyutlarının kaçınılmaz olarak bazı açılardan örtüştüğü görülürken, bazı noktalarda birbirlerinden önemli ölçüde farklılaştığı görülmüştür. Bu durumda kavram henüz geniş bir kavramsal konsensüsten yoksundur ve farklı kuramsal bağlamların katkılarıyla kapsayıcı bir çerçeve oluşturmak için daha bütüncül araştırmalar yapılması gerekmektedir.
2020-01-01T00:00:00ZFarklı kıtalarda yer alan borsa endekslerinin vix (korku) endeksi ile ilişkisiÖgel, SerdarFındık, Mehmethttps://hdl.handle.net/11630/86662021-05-01T15:44:42Z2020-01-01T00:00:00ZFarklı kıtalarda yer alan borsa endekslerinin vix (korku) endeksi ile ilişkisi
Ögel, Serdar; Fındık, Mehmet
Bu çalışma küresel korku endeksi olarak ifade edilen VIX endeksi ile farklı kıtalarda yer alan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere ait borsa endekslerinin VIX endeksi ile olan ilişkilerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda 30.01.2012 - 13.02.2020 tarihleri arasında günlük veriler kullanılarak, Asya kıtasını temsilen Japonya ve Çin hisse senedi endeksleri; Amerika kıtasını temsilen Amerika Birleşik Devletleri ve Brezilya hisse senedi endeksleri; Avustralya kıtasını temsilen Avustralya ve Yeni Zelanda hisse senedi endeksleri; Afrika kıtasını temsilen Güney Afrika ve Nijerya hisse senedi endeksleri; Avrupa kıtasını temsilen Türkiye ve Almanya hisse senedi endeksleri ile VIX endeksi arasındaki uzun dönemli bir ilişkinin olup olmadığı ve bu değişkenler arasında nedensellik ilişkisi test edilmiştir. Analiz sonucunda VIX ile tüm değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığı ve ancak kısa dönemde VIX’den Dow 30 (Amerika Birleşik Devletleri) endeksine doğru bir nedensellik ilişkisinin bulunmadığı tespit edilmekle birlikte, Dax (Almanya), BIST 100 (Türkiye), Shanghai (Çin), S&P/ASX 200(Avustralya), South Africa Top 40(Güney Afrika), Bovespa (Brezilya), NSX 50(Yeni Zelanda), NSE 30(Nijerya), Nikkei 225 (Japonya) endekslerine doğru nedensellik ilişkisinin bulunduğu gözlenmiştir.; This study attempts to analyze the relationship between the VIX index, which is expressed as the global fear index, and the stock exchange indexes of developed and developing countries located on different continents. In this context, by using daily data for time period between 30.01.2012 and 13.02.2020, whether there is a long term and causal relationship between Japan and China stock indices representing the continent of Asia, United States and Brazil stock indices representing the continent of America; Australian and New Zealand stock indices representing the continent of Australia; South Africa and Nigeria stock indices representing the continent of Africa and Germany and Turkey stock indices representing the continent of Europe and the VIX index were tested. As a result of the analysis, the long term relationship between VIX index and all of the stock indices was found. Additionally, in the short term, the causality relationship was found from VIX index to Dax (Germany), BIST 100 (Turkey), Shanghai (China ), S & P / ASX 200 (Australia), South Africa Top 40 (South Africa), Bovespa (Brazil), NSX 50 (New Zealand), NSE 30 (Nigeria), Nikkei 225 (Japan) except Dow 30 (United States).
2020-01-01T00:00:00ZKüreselleşme sürecinin ulus-devlet üzerindeki etkileri ve ulus-devletin geleceği üzerine bir değerlendirmeAltıntaş, MuharremPektaş, Ethem Kadrihttps://hdl.handle.net/11630/86652021-04-29T12:51:55Z2020-01-01T00:00:00ZKüreselleşme sürecinin ulus-devlet üzerindeki etkileri ve ulus-devletin geleceği üzerine bir değerlendirme
Altıntaş, Muharrem; Pektaş, Ethem Kadri
En basit anlatımla dünya üzerindeki mal, sermaye, bilgi, kültür gibi değerlerin sınır tanımaksızın hareket edebilmesini ifade eden küreselleşme süreci var olan toplumsal yapı ve kurumları kendine özgü koşullar çerçevesinde dönüştürmektedir. Küreselleşme sürecinin dönüşüme zorladığı toplumsal yapı ve kurumların başında ise ulus-devlet gelmektedir. Bu süreçte ulus-devlet önemli dönüşümler geçirmiş, hatta kimi yazarlara göre ulus-devletin egemenliği ve etkinliği tümüyle yok olmuştur. Ancak küreselleşme sürecinin ulus-devleti en azından öngörülebilir bir gelecekte tarih sahnesinden silecek düzeyde olmadığı yönünde güçlü kanıtlar mevcuttur. Bu çalışmada küreselleşmenin ulus-devleti ne ölçüde etkilediği ve ulus-devletin geleceğinin ne olacağı sorularına cevap aranmaktadır.; In its simplest terms, globalization process describing unlimited movement of values such as property, capital, knowledge and culture is the conversion of existing social structure and institutions within the framework of unique conditions. The nation-state is at the forefront of the social structures and institutions that the globalization process forces for transformation. In this process, nation-state has gone under significant changes; and according to some authors, the sovereignty and efficiency of the nation-state have completely disappeared. However, there are strongevidences that the process of globalization is not at the level that may eradicate the nation-states on the stages of history at least in foreseeable future. In this study, it is sought to answer to what extent the globalization has influenced or will influence the sovereignty of the nation states and how the future of nation states will be.
2020-01-01T00:00:00ZYükseköğretim kurumlarının misyon bildirimlerinin inovasyon temelinde analiziTufan Emini, FilizAyaz, Çağlar Erenhttps://hdl.handle.net/11630/86642021-04-29T11:30:09Z2020-01-01T00:00:00ZYükseköğretim kurumlarının misyon bildirimlerinin inovasyon temelinde analizi
Tufan Emini, Filiz; Ayaz, Çağlar Eren
Değişime öncülük edecek kurumlar arasında ilk sıralarda sayılabilecek olan yükseköğretim kurumlarının bu süreçteki rolü, kurumsal, toplumsal ve ulusal gelişim bakımından büyük önem taşımaktadır. Kurumların amaç ve hedeflerinin en genel ifadesi olan ve kurumsal faaliyetlerin yönünü belirleyen misyon bildirimleri de, bu bağlamda değerlendirildiğinde, inovasyona ilişkin kavramlar içermelidir. Bu gereklilikten hareketle, çalışma kapsamında, Türkiye’de faaliyet gösteren devlet ve vakıf üniversiteleri bünyesindeki Fakültelerin misyon bildirimleri, MAXQDA 2018 Analytics Pro paket programı aracılığı ile ilgili metinde yer alan inovasyon ile ilgili bileşenlerin tespit edilerek kodlanması suretiyle incelenmiştir. İlgili fakültelerin misyon bildirimlerinde inovasyona ilişkin kavramların hangi bağlamda kullanıldığı ve kullanım sıklıkları, devlet ve vakıf üniversiteleri bakımından karşılaştırmalı olarak analiz edilmiş ve devlet ile vakıf üniversitelerinin farklılaştıkları ve benzerlik gösterdikleri alanların ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda; ilgili fakültelerin misyon bildirimlerini yayımlamalarına ilişkin sayısal verilere, inovasyona ilişkin kavramların misyon bildirimleri içindeki kullanım alanlarına, devlet ve vakıf üniversitelerinin inovasyonu hedefledikleri alanlar bakımından benzerlik ve farklılıklarına, inovasyona ilişkin kavramların kullanım sıklıklarına ilişkin sonuçlar elde edilmiş, farklı üniversiteler bünyesindeki fakülteler arasında benzer ya da tamamen aynı içeriğe sahip misyon bildirimlerinin bulunduğu tespit edilmiştir.; As one of the leader institutions in development, the role of universities in this process, have a great importance in institutional, social and national development. In this context; mission statements, which are the general expression of the aims of institutions and which determine the direction of institutional activities, should include innovative concepts. Therefore, mission statements of the faculties Turkish state and foundation universities have been examined by identifying and coding the terms about innovation via MAXQDA 2018 Analytics Pro software. The study aims revealing the similarities and differences between state and foundation universities by analysing the context and frequencies of innovative concepts used in the mission statements comparatively. As a result of the study; quantitative data about the faculties publishing their mission statements and consequences about the usage areas of innovative terms, the similarities and differences of state and foundation universities in terms of the target areas of innovation and the frequencies of the usage of innovative terms in mission statements have been obtained. Also it has been determined that there are similar or completely identical mission statements among the faculties within different universities.
2020-01-01T00:00:00Z