Cilt 10 : Sayı 1
https://hdl.handle.net/11630/4790
2024-03-29T08:41:39ZSarcoptes scabiei ile doğal enfeste olan tavşanlarda (oryctolagus cuniculus) eprinomektin tedavisinin etkinliği
https://hdl.handle.net/11630/5227
Sarcoptes scabiei ile doğal enfeste olan tavşanlarda (oryctolagus cuniculus) eprinomektin tedavisinin etkinliği
Eser, Mustafa; Baser, Durmuş Fatih; Cıngı, Cenker Çağrı; Çiçek, Hatice
Bu çalışma, Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesine göz, burun, ağız etrafında ve ayaklarda kaşıntılı yara şikâyetleri ile getirilen on iki beyaz Yeni Zelanda tavşanı (Oryctolagus cuniculus) üzerinde yürütüldü. Tavşanların lezyonlu bölgelerinden bisturi yardımıyla alınan deri kazıntıları %10’luk KOH ile ezildikten sonra ışık mikroskobunda incelendi ve tavşanların Sarcoptes scabiei ile infeste oldukları belirlendi. Tedavide eprinomektin 0.2 mg/kg ve deri altı yolla 14 gün arayla iki kez uygulandı. Eprinomektinin etkinliği; deri kazıntısının parazitolojik muayenesinde Sarcoptes scabiei akarlarının varlığı ve/veya klinik belirtilerin devam edip etmediği durumuna göre değerlendirildi. Sonuçta eprinomektinin tavşanlarda S. scabiei'nin doğal enfestasyonlarına karşı etkili olduğu belirlenmiştir.; This study was carried out on twelve white New Zealand rabbits (Oryctolagus cuniculus) which brought with itchy wounds symptoms around eye, nose, mouth and feet to Afyon Kocatepe University, Veterinary Faculty, Animal Hospital. The skin scrapings that taken from the lesion areas of rabbits with a scalpel, were examined in the light microscope then crushed with 10% KOH and it was determined the rabbits infested with Sarcoptes scabiei. At treatment, Eprinomectin was administered 0.2 mg/kg subcutaneously twice with 14 days interval. The efficacy of eprinomectin was assessed either clinically or parasitologically examination by the absence of Sarcoptes scabiei mites due to skin scraping. The results of the present study determine that eprinomectin is effective against naturally infestations of S. scabiei in rabbits.
2017-01-01T00:00:00ZAkvaryum balıklarında (Poecilia Reticulata) camallanus spp. olgusu
https://hdl.handle.net/11630/5226
Akvaryum balıklarında (Poecilia Reticulata) camallanus spp. olgusu
Erez, Mahmut Sinan; Göksu, Ahmet; Kozan, Esma
Bu çalışmada Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim dalı laboratuvarına getirilen Lepistes balıklarında (Poecilia reticulata) gözlenen parazit türlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Akvaryum sahibi akvaryumdaki balıklarda ani ve toplu ölümlerin olduğunu bildirmiş ve ölen balıkların bir kısmını laboratuvara getirmiştir. Balıklarda karın şişkinliğinin yanı sıra anüsten dışarı çıkmış kırmızımsı renkte parazitlerin olduğu görülmüştür. Parazitlerin teşhisi amacıyla balıklar açılarak parazitler toplanmış ve %70 alkolde fikse edilmiş daha sonra glyserin ile temizlenerek mikroskopta incelenmiştir. Toplanan parazitler ilgili literatür (Stromberg ve Crites, 1974) ışığında Camallanus spp. olarak teşhis edilmiştir. Yapılan incelemede başka herhangi bir paraziter enfeksiyona rastlanmamıştır.; The aim of this study was to determine the species of parasites in Guppy fish (Poecilia reticulata) which was brought to Parasitology Laboratory of Faculty of Veterinary Medicine, Afyon Kocatepe University. The owner of the aquarium informed that sudden and mass deaths were observed in the aquarium and brought some of the dead fish to the laboratory for the examination. In addition to abdominal swelling in the fish, reddish parasites crawling out of the anus were also seen. Some of dead fish underwent examination for diagnostic purposes, the parasites were collected and fixed in 70% alcohol, then cleaned with glycerin and examined under a microscope. Collected parasites are described as Camallanus spp. according to related (Stromberg ve Crites, 1974). No other parasitic infection were found during the examination.
2017-01-01T00:00:00ZBir köpekte Pulpitis olgusu: Dirofilaria olağan şüpheli midir?
https://hdl.handle.net/11630/5225
Bir köpekte Pulpitis olgusu: Dirofilaria olağan şüpheli midir?
Haydardedeoğlu, Ali Evren; Ural, Kerem
Sunulan makalede dişlerde renk değişimi ile karakterize ilginç bir vaka tanımlandı. Olgu materyalini rutin aşılama için kliniğe getirilen 3.5 yaşlı dişi köpek oluşturdu. Alınan anamnezde hastada egzersiz intoleransı, aralıklı öksürük ve nefes darlığı olduğu belirlendi. Hasta; tam kan sayımı, serum biyokimya ölçümleri, akciğer grafisi ve detaylı fizik muayene ile değerlendirilmiştir. Hızlı tanı test kiti (SNAP 4DX) analiz sonuçları, köpeğin Drofilaria immitis ile enfekte olduğunu ortaya koydu. Hastanın ağız boşluğu muayenesi sırasında, olağan dışı bir bulgu olarak, dişlerde pembemsi renk değişikliği tespit edildi (Şekil 1). Elde edilen bulgular aşağıda tartışılmıştır.; In the presented article, an interesting case was defined by the color change in the teeth. The case material consisted of 3.5 old female dogs was refered to the clinic for routine vaccination. In our study, it was determined that the patient had exercise intolerance, intermittent cough and shortness of breath. Patient; Complete blood count, serum biochemistry measurements, chest X-ray and detailed physical examination. The results of the rapid diagnostic test kit (SNAP 4DX) analysis revealed that the dog was infected with Drofilaria immitis. During the patient's oral cavity examination, a pinkish color change was detected in the teeth as an unusual finding (Figure 1). The findings are discussed below.
2017-01-01T00:00:00ZDeniz ürünlerinde bakteriyosin uygulamalarının clostridium botulinum ve listeria monocytogenes üzerine etkileri
https://hdl.handle.net/11630/5224
Deniz ürünlerinde bakteriyosin uygulamalarının clostridium botulinum ve listeria monocytogenes üzerine etkileri
Onaran, Bahar; Baş, Bülent
Günümüzde, gıda kaynaklı hastalıklar artış göstermekte ve güvenilir gıdanın önemi gittikçe daha önemli hale gelen bir halk sağlığı problemi haline gelmektedir. Diğer yandan, deniz ürünleri hem mikrobiyolojik ve hem biyokimyasal bozulma ajanlarına karşı oldukça duyarlı ürünler olmaları nedeniyle deniz ürünlerinin güvenliği ve kalitesini sağlamak, aynı zamanda raf ömrünü uzatmak amacıyla etkin muhafaza teknolojilerinin geliştirilmesi önemlidir. Deniz ürünlerinde kullanılabilecek alternatif gıda muhafaza yöntemlerini arasında, raf ömrünün uzatılması ve hijyenik kalitenin sağlayan, besinsel ve organoleptik açıdan ürünü en az etkileyen biyolojik muhafaza yöntemleri özelikle ilgi çekmektedir. Antibiyotik dirençliliği endişelerinin yanı sıra, tüketicilerin kimyasal koruyuculardan kaynaklanabilecek potansiyel sağlık risklerine olan duyarlılığı dolayısıyla bakteriyosinlere olan ilgi artış göstermiştir. Bakteriyosinler doğal olarak üretildikleri için tüketiciler tarafından daha kolay kabul edilmektedir. Bakteriyosinlerin gıda kaynaklı patojenleri inhibe edici etkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmaktadır. Sonuç olarak, nisin ve sakacin P üzerinde en fazla çalışılan bakteriyosinler olmakla birlikte, curvaticin, carnocin, bavaricin ve divergicin bakteriyosinlerinin de deniz ürünlerinde potansiyel uygulamaları üzerinde çalışılmaktadır. Bu derlemede, bakteriyosinlerin antimikrobiyal ajan olarak deniz ürünleri üzerine uygulamalarının özetlenmesi amaçlanmıştır.; Food related diseases areon the rise and the safety of food is still an increasingly important public health issue in worldwide. Seafoods are particularly suitable for both microbiological spoilage and biochemical deterioration so it is essential to develop proper strategies to protect these products’ safety, maintain the higher quality and also extend their shelf life. There are number of techniques for protecting the seafoods safety but especially biopreservation is pointed out to maintain the higher quality and minimum effects on nutritional values, extending shelf life and stabilizing the organoleptic properties. With the increasing antibiotic resistance problem and awareness of the risks of chemical preservatives for public health, bacteriocins have attracted a considerable attention. Due to their naturally produced structure, bacteriocins are much more admissible by consumers. The inhibition of the foodborne pathogens by bacteriocins has been studied by several researchers. Eventually, nisin and sakacin P are the most studied bacteriocins, but the other bacteriocins like curvaticin, carnocin, bavaricin, and divergicin also studied for potential applications in seafood products. In this review, it is aimed that to summarize the bacteriocin applications as an antimicrobial agent in seafood products.
2017-01-01T00:00:00Z