Bildiri Metinleri
https://hdl.handle.net/11630/6609
Konferanslar, toplantılar, paneller, çalıştaylar vb.2024-03-29T12:11:14ZKontrolsüz uluslararası göç, ulusal güvenlik ve Türkiye: Bir gelecek perspektifi
https://hdl.handle.net/11630/11377
Kontrolsüz uluslararası göç, ulusal güvenlik ve Türkiye: Bir gelecek perspektifi
Demirkol, Atahan
Göç, ulus-devletlerin düzenlemesi ve kontrol altında alması gereken bir 21.
yüzyıl gerçekliği midir? Bu sorunun yanıtına farklı Uluslararası İlişkiler (Uİ)
teorilerinden görece farklı yanıtlar verilebileceği düşünülse de ortak bir
kabule varılabilir: Uluslararası göçün düzenlenmesi. Göç ve güvenlik dengesi
ise, özellikle son on yılda artan zorunlu göç ve yerinden edilmişlik
fenomenleri çerçevesinde yeniden düşünülmesi mutlak hale gelen bir
olgudur. Uluslararası güvenliğin yapıtaşlarından olan kontrol, önleme ve
istihbarat faaliyetleri, artan kontrolsüz göç dalgaları sonucunda zafiyete
uğramaktadır. Sınır kontrolü, adli suç geçmişi taraması ve istihbarı faaliyetler
gerçekleştirilemeden yaşanan kontrolsüz uluslararası göç, liberal teorinin
dâhi ön görmediği bir düzensizlik (de-regulation) içermektedir. Bu bağlamda
uluslararası göçün düzenlenmesi, uluslararası güvenlik çerçevesinde bir
gerekliliktir.
Uluslararası göçün düzenlenmesine ilişkin yaklaşımlarda Türkiye’nin yeni göç
yönetim paradigması, özellikle Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler’in (GKAS)
dış politikada bir kaldıraç olarak kullanılması hususunda literatürde
eleştirilere tabi tutulmuştur. Bu bakış açısı, Türkiye’nin liberal-ötesi olarak
adlandırılabilecek göç yönetim paradigmasını yeniden okumaya elverişlidir.
Öyle ki, Türkiye’nin göç yönetim paradigmasında özellikle Suriye iç savaşı
kaynaklı göçlere yönelik uygulanan açık kapı politikası ve liberal söylem,
zamanla yerini kapıları açma tehdidi örneğinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerine
karşı bir koz sahibi olma argümanına evrilmiş ve realist bir dış politika
aracına dönüşmüştür.
Bu hususta incelenmesi gereken nokta ise, Türkiye’nin yeni göç yönetim
paradigmasında dış politika eksenli bir avantaj elde etmek isterken, güvenlik
zafiyeti yaratıp yaratmadığı tartışmasıdır. Uluslararası göçün, devletler
tarafından özellikle üç temel sektöre tehdit yarattığı iddiasıyla düzenlenmekte olduğu görülmektedir: ekonomi, ulusal güvenlik ve kimlik.
Türkiye’nin 2011 sonrasına işaret eden yeni göç yönetim paradigması da
ekonomik büyüme, dış politika kazanımları ve ulusal çıkar odaklı geliştiği
iddia edilmektedir. Ancak bu hedefler gerçekleştirilirken, yukarıda ifade
edilen üç sektördeki güvenlik tehditleri görmezden gelindiğine de işaret
edilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin geleceğine yönelik bir
perspektif sunarak kontrolsüz uluslararası göçün ulusal güvenliği nasıl tehdit
edebileceğini tartışmaktır.
0004-01-01T00:00:00ZBelediye yönetimlerinde itfaiye hizmetleri ve itfaiye hizmetlerinde yeniden yapılanma
https://hdl.handle.net/11630/10085
Belediye yönetimlerinde itfaiye hizmetleri ve itfaiye hizmetlerinde yeniden yapılanma
Pektaş, Ethem Kadri; Demirkol, Atahan
Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan kamu tüzel kişileri
sıfatıyla belediyelerin öncelikli hizmet alanlarından birisi de beldenin sağlık, huzur ve esenliğinin sağlanmasıdır.
Belediye itfaiye örgütünün öncelikli görevi yangınlara müdahale etmek ve söndürmek suretiyle yangın felaketini
en az hasarla bertaraf etmektir. İtfaiye bunlara ilaveten, duruma bağlı olarak su baskınlarına müdahale etme,
afetlerde kurtarma çalışmalarına katılma, ilk yardım, baca temizleme, motopompla su çekme, bez afiş asma,
şehir merkezi sulaması, kilitli kapı açma, işyerlerinin yangın önlemleri yönünden denetimini yapma, ruhsat
verme vb. hizmetleri de yerine getirmektedir. Bu yönüyle belediye itfaiyesi belde halkının sağlık, huzur ve
esenliğinin temininde son derece önemli bir fonksiyon ifa etmektedir. 5393 Sayılı Belediye Kanunu’na göre
belediye itfaiye hizmetleri kesintisiz olarak yürütülmekte, personelinin çalışma süresi ve saatleri Devlet
Memurları Kanunu’nda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın ve hizmetin aksatılmadan
yürütülmesini sağlayacak şekilde düzenlenmektedir. Belediye itfaiye hizmetlerinin tarihsel gelişimi, örgütsel
yapısı, yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri, hizmetlerde koordinasyon ve etkinliğin arttırılması, acil yardım,
kurtarma ve afet yönetim hizmetleri ile entegrasyonun sağlanması ve itfaiye örgütünün yönetsel açıdan yeniden
yapılandırılması çabaları bu çalışmanın temel konularını oluşturmaktadır.; The one of the basic tasks of municipalities, which a corporation established in the statute of public legal entity to meet common local needs of inhabitants of a town, is to provide health, peace and well-being of the town. A fire brigade department is a public organization that provides predominantly emergency firefighting and rescue services for a certain a municipality. The primary task of the municipal fire brigade is to eliminate the fire disaster by interfering and extinguish the fire. In addition to this task, municipal fire brigade provides responding to flooding crisis, participating in disaster relief operations, first aid, cleaning chimneys, pumping waste water, hanging banners for citizen, irrigating the city center, controlling the workplaces about fire protection and prevention, permitting services etc. In this way, municipal fire brigade fulfils an extremely important function on providing the peace, health and well-being of the people who live in towns/cities. According with the “Law on Municipality”, firefighting service is carried out without interruption and the working period and hours of the firefighting service are arranged in a way to perform the services without interruption regardless of the working period and hours specified in the Law No. 657 on Civil Servants. The basic subjects of this study are the historical development of municipal fire services, their organizational structures, problems and solutions of fire services, enhancing coordination and efficiency in these services and the restructuring efforts of the fire departments in terms of administration.
2017-01-01T00:00:00ZZafer Kalkınma Ajansı örneğinde kalkınma ajanslarının bölgesel sosyal kalkınmanın sağlanmasına yönelik katkıları
https://hdl.handle.net/11630/10084
Zafer Kalkınma Ajansı örneğinde kalkınma ajanslarının bölgesel sosyal kalkınmanın sağlanmasına yönelik katkıları
Pektaş, Ethem Kadri; Demirkol, Atahan
Bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi, bölgelerin gelişme süreçlerinde
etkinlik ve verimliliğinin artırılması, bölgelerin rekabet gücünün geliştirilmesi ve
refahın ülke coğrafyasına dengeli bir şekilde dağılımının sağlanması özellikle
gelişmekte olan ülkelerin temel sorun alanlarındandır. Bölgesel kalkınma
politikalarının uygulama araçlarından biri olarak görülen bölgesel kalkınma ajansları,
bu sorunların çözümü bakımından son birkaç on yılın en fazla tartışılan konuları
arasında yer almaktadır. Bu çalışmada; yerel sosyal kalkınmaya yönelik girişimleri
desteklemek ve bölgelerinin rekabet gücünü artırarak sürdürülebilir bölgesel sosyal
kalkınmayı gerçekleştirmek gibi amaçlarla faaliyetler yürüten bölgesel kalkınma
ajansları ve bölgesel sosyal kalkınma sürecindeki rol ve etkileri gözden
geçirilmektedir. Bu bağlamda çalışmada; kalkınma ajanslarının yürüttükleri
faaliyetler ve bölgesel sosyal kalkınma sürecine olan katkıları; İBBS TR33 Düzey 2
bölgesinde kurulan Zafer Kalkınma Ajansı örneğinde son yıllarda özellikle
destekledikleri sosyal projeler ve uygulamaları üzerinden değerlendirilmektedir.; Eliminating interregional development differences and inequalities, increasing efficiency and effectiveness at development processes of similar regions, advancing competition power of regions are main issues of developing/underdeveloped countries. Regional development agencies as the tools of these policies are among the most discussed subjects upon solving those problems in the last decades. In this study, regional development agencies that act on the purpose of promoting local social development initiatives, achieving sustainable regional social development through increasing competition power of regions and the effects and roles of them upon regional social development processes are under consideration. In this regard, activities of development agencies and their contribution to regional development process are evaluating in the case of Zafer Development Agency that founded at NUTS2 Level TR33 region, through its recent promotions upon social projects and practises.
2016-01-01T00:00:00ZRealism said, “goodbye!” to liberalism: The case of Russia’s invasion of Ukraine
https://hdl.handle.net/11630/10083
Realism said, “goodbye!” to liberalism: The case of Russia’s invasion of Ukraine
Demirkol, Atahan
This study dwells on the challenge between realism and liberalism in the
international relations (IR) field. Realism and liberalism have been in the fight since World
War II (WWII) in IR studies. Realist scholars promote the idea that there is anarchy in the
world order, whereas liberals support a hierarchic preset in international relations. Yet,
since WWII, the world has witnessed several incidents that ashamed the liberal IR mindset.
Conquests/invasions, annexations, and unilateral actions by powerful states pose that
international law and mechanisms do not work for them when they would like to breach
the liberal world order. There is still no World War III (WWIII) as liberal thought has found
its supporting point for their own ideas; nevertheless, the holes created in the international
law and organizations by the powerful states are essential evidence for the realist school.
As in the latest case of the Russian invasion of Ukraine, no such international law rule has
been followed by the occupier. This was, to say that the farewell ceremony of liberalism
by realism.
2022-01-01T00:00:00Z