Seboreik blefaritte konjonktival flora tayini ve gözyaşı fonksiyonlarının incelenmesi
Abstract
Amaç: Rozasea ve seboreik dermatite bağlı seboreik
blefaritte konjonktival flora ve gözyaşı fonksiyonlarının
incelenmesi.
Gereç ve Yöntem: Çalışma grubuna en az 2 ay oral
tetrasiklin tedavisi alan rozasealı 10 olgunun 20 gözü ve
topikal tedavi alan seboreik dermatitli 10 olgunun 20 gözü
olmak üzere toplam 20 olgu dahil edildi. Aynı yaş ve cinsiyet
dağılımına sahip sağlıklı 15 olgu kontrol grubunu oluşturdu.
Tüm olgularda lokal anestezi uygulanmadan alt konjonktival
fornikslerden steril eküvyonlu çubuk ile kültür alındı.
Schirmer I testi ile gözyaşı sekresyonu ve gözyaşı kırılma
zamanı (GKZ) testi ile gözyaşı stabilitesi ölçüldü.
Bulgular: Çalışma grubunda 20 olgunun 5’i (% 25,0) erkek,
15’i (% 75,0) kadın; kontrol grubunda 15 olgunun 6’sı (%
40,0) erkek, 9’u (% 60,0) kadındı. Yaş ortalamaları çalışma
ve kontrol grubunda sırasıyla 51,6 ± 17,02 ve 50,6 ± 7,3 yıl
olup, aralarında anlamlı fark yoktu (p=0,84). GKZ, çalışma
grubunda 7,25±2,59 saniye; kontrol grubunda 10,8±1,57
saniye bulundu ve aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı
(p=0,0001). Schirmer testi sonuçları ise çalışma ve
kontrol gruplarında sırasıyla 10,2 ± 4,6 mm ve 15,9 ± 3,6
mm olup çalışma grubunda anlamlı derecede düşük saptandı
(p=0,0003). Çalışma grubunda 2 (% 10,0) olguda
kültürde üreme saptandı. Onsekiz (% 90,0) olguda üreme
olmadı. Kontrol grubunda ise 7 (%46,7) olguda üreme oldu,
8 (% 53,3) olguda üreme olmadı.
Sonuç: Rozasea ve seboreik dermatit hastalarında seboreik
blefarit sıklıkla gelişmektedir ve kuru göz insidansı normal
bireylere göre daha fazladır. Seboreik blefarit gelişmesi
halinde florada değişikliğin olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Tetrasiklin tedavisinin konjonktiva ve kapak
kenarı florasında etkin olabileceğini düşünmekteyiz.
Source
Afyon Kocatepe Üniversitesi, Kocatepe Tıp DergisiVolume
15Issue
Özel SayıCollections
- Makaleler [452]
- TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu [241]