Amniyotik sıvı kaynaklı kök hücrelerin osteojenik farklılaşmasının optimizasyonunda adaylar: TGF-β3, 17β-estradiol ve osteoprotegerin
Özet
Kemik doku, organik ve inorganik maddelerden oluĢan kompleks bir dokudur.
Hormonlar, büyüme faktörleri, sitokinler, iz elementler gibi birçok unsurun etki
gösterdiği kemik dokuda 100‟ün üzerinde hastalık ve sendrom tanımlanmıĢtır. Her
biri karmaĢık ve farklı yaklaĢımlar gerektiren bu hastalıklar, kemik rejenerasyonu ile
ilgili giriĢimlere ihtiyaç duyan bireylerde yenilikçi hücresel tedavi yaklaĢımlarında
problemlere sebep olabilecek potansiyeldedir. ÇalıĢmada osteoblast hücre hattı olan
hfOB hücreleri üzerinde TGF-ß3 ve 17ß-estradiol kullanarak kemik
metabolizmasında önemli role sahip olan osteoprotegerin (OPG) proteinin üretimi
arttırılarak yüksek seviyede OPG içeren koĢullandırılmıĢ medyum (KM) elde edildi.
Elde edilen yüksek seviyede OPG içeren KM‟nin yanı sıra TGF-ß3, 17ß-estradiol ve
standart hfOB KM kullanılarak amniyotik sıvı kaynaklı kök hücrelerde (ASKKH)
osteojenik farklılaĢtırma çalıĢmaları yapıldı. On dört ve yirmi bir günlük
farklılaĢtırma çalıĢmalarının ardından hücreler real-time PCR yöntemi ile osteojenik
belirteçler olan SPP1, RUNX2, COL1 ve DCN gen ifadeleri bakımından incelendi.
Hücrelerde ayrıca Alizarin Red S boyamasının sayısal değerlendirmesi yapılarak
kalsiyum birikimi seviyeleri belirlendi. Elde edilen veriler 17ß-estradiolün
ASKKH‟leri hızla osteojenik farklılaĢmanın ileri safhalarına taĢıdığını ve
mineralizasyonu arttırdığını gösterdi. Öte yandan TGF-ß3 ve OPG‟nin ise hücrelerin
daha uzun süre erken osteoblastogenezis safhasında kalmasına yardımcı olduğu ve
hücrelerde mineralizasyon miktarını düĢük seviyelerde tuttuğu görüldü. Daha hızlı
kemikleĢme ve yüksek oranda mineralizasyonun amaçlandığı durumlarda 17ßestradiol daha baĢarılı sonuçlar vaat ederken hücrelerin erken osteoblastogenezis
safhasında tutulmasının fayda sağlayacağı veya ekstansif mineralizasyonun sorun
yaratacağı durumlarda ise TGF-ß3 ve OPG‟nin daha yararlı olabileceği
düĢünülmektedir. ÇalıĢmadan elde edilen veriler diğer erken ve geç osteogenezis
belirteçlerinden elde edilecek veriler ile zenginleĢtirilmeli; belirlenecek farklı zaman
aralıkları ile hücrelerin osteogenezisin hangi aĢamasında ne kadar süre ile kaldığı
belirlenmeli ve elde edilecek sonuçlar in vivo çalıĢmalar ile test edilmelidir. Bone is a complex tissue which comprises of both organic and inorganic substances.
There are numerous factors known to effect the tissue like hormones, growth factors,
cytokins, trace elements, etc. and over 100 diseases and syndroms had been
identified related with the the tissue. These pathological states which require comlex
and unique treatments, have the potential to stimuate severe adverse effects in
innovative cellular therapy approaches. In the study, production of osteoprotegerin
(OPG), a very important protein for bone metabolism, is promoted in osteoblast cell
line hfOB cells under the influence of TGF-ß3 and 17ß-estradiol and the condition
mediums (CM) were collected as OPG rich CM. Amniotic fluid derived stem cells
(AFSCs) were differentiated into osteogenic lineage using OPG rich CM, TGF-ß3,
17ß-estradiol and standart hfOB CM. The cells were analysed with real-time PCR
after 14 and 21 day differentiations for gene expressions of osteogenic markers
SPP1, RUNX2, COL1 and DCN. Furthermore, Alizarin Red S quantification were
performed on differentiated cells to determine their calcium deposition levels. The
data suggested that, 17ß-estradiol hastens the osteogenic differentiation progress and
helps cells to reach late osteogenesis rather quickly while also augmenting the
mineralisation of cells. In other respects, TGF-ß3 and OPG assists cells to stay in
early osteoblastogenesis stage for a longer period and keeps mineralisation in low
levels. In circumstances that enhanced bone formation and greater mineralisation is
intended, 17ß-estradiol offers promising results while TGF-ß3 and OPG seems to be
more prefferable in situations which extensive mineralisation is undesirable and use
of early osteoblastogenic cells would be beneficiary. Data from the study should be
further expanded with other early and late osteogenic markers and it also should be
determined how long the cells remain in which stage of osteogenesis by setting
different time intervals. Finally, the results of those studies should be tested with in
vivo studies.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11630/10174Koleksiyonlar
- Doktora Tezleri [154]