Hakikat savaşları: Postmodern-postyapısalcı siyasetin bakiyesi
Citation
Suveren, Y. (2023). Hakikat Savaşları: Postmodern-Postyapısalcı Siyasetin Bakiyesi . Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 25 (2) , 742-760 . DOI: 10.32709/akusosbil.1214949Abstract
Dünyanın bir süredir gündeminde olan ve „hakikat sonrası‟ (post-truth) dönem olarak adlandırılan
toplumsal ve siyasal durum bir boşlukta oluşmamıştır. Bunu mümkün kılan felsefi ve entelektüel bir arka
plan bulunmaktadır. Bu felsefi/entelektüel arka planın, genellikle postmodern ve post-yapısalcı kuramsal
argüman ve önermelere dayandığı yönünde yoğun tartışmalar söz konusudur. Hakikat-sonrası çağın
temellerinin postmodernist felsefede bir karşılığının bulunup bulunmadığı yönündeki güncel akademik ve
siyasal tartışmalar ise devam etmektedir. Hakikat sonrası olarak adlandırılan dönemde, sözü edilen
entelektüel temeller üzerinden köklenen siyasetler nedeniyle dünyanın pratikte yaşadığı bir dizi yıkıcı
siyasi, ekonomik ve çevresel sorunlarla karşı karşıya bulunuyoruz. Siyasal olarak, otoriter sağ
popülizm(ler), kimlik politikalarına dayalı olarak farklılıkların yüceltilmesi ve bunun yol açtığı gerilimler,
artan ırkçı ve ayrımcı söylemler, çatışmaları ve savaşları tecrübe ettiğimiz bir „insanlık durumu‟nu
deneyimliyoruz uzun süredir. Bu çalışmada göreliliğin ve farklılığın abartılı bir biçimde övüldüğü,
gerçeğin veya hakikatin giderek değersizleştirildiği „hakikat sonrası çağ‟da, aklı, hakikati ve siyaseti
postmodern, postyapısalcı salvoların „ayartıcı‟ entelektüel halesinden arındırarak ve temellerine oturtarak
yeniden ve aktif olarak savunmanın önemli ve acil bir görev olduğu savunulmaktadır. „Hakikat
sonrası‟nın iddia ve ilan edildiği bir çağda hakikate yönelik yükümlülüğümüzü savunmak ve geri
kazanmak hiç olmadığı kadar önemli ve acil bir ihtiyaç olmaya devam etmektedir. The social and political situation, which has been on the agenda of the world for a while and called the
„post-truth‟ period, did not occur in a vacuum. There is a philosophical and intellectual background that
makes this possible. There are intense discussions that this philosophical/intellectual background is
generally based on postmodern and post-structuralist theoretical arguments and propositions. There is an
ongoing debate in academic and political circles as to whether the “post-truth” era is rooted in
postmodernist philosophy. This is particularly worrying as these intellectually based policies lead to
devastating political, economic, and environmental problems. We live in a “human condition”
characterized by authoritarian right-wing populism, the glorification of differences based on identity
politics and the tensions it creates, racist and discriminatory discourses, conflicts, and wars. However, the
post-truth period also offers an opportunity to learn from its dissolution and decay and return to the
Enlightenment‟s radicalized ideals. At a time when “post-truth” is so pervasive, it is more important than
ever to stand up for and reclaim our commitment to truth.
Source
Sosyal Bilimler DergisiVolume
25Issue
2URI
https://dergipark.org.tr/tr/pub/akusosbil/issue/78272/1214949https://hdl.handle.net/11630/10905
Collections
- Cilt 25 : Sayı 2 [25]