Kedilerin alt üriner sistem hastalığında böbrek hasarı ve akut faz proteinlerinin değerlendirilmesi
Özet
Bu çalışmada, kedilerde obstrüktif ve non-obstrüktif alt üriner sistem hastalığında böbrek hasarının seviyesinin belirlenmesi ve hastalığın formları arasındaki sistemik inflamasyonun şiddetindeki farkın değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışmanın hayvan materyalini farklı ırklardan, 1-6 yaş aralığındaki 40 erkek kedi oluşturdu. Çalışma kapsamında iki çalışma ve bir kontrol grubu oluşturuldu. Obstrüktif alt üriner sistem hastalığı tanısı konan kediler obstrüktif grubu (Grup I, n=16), non-obstrüktif alt üriner sistem hastalığı tanısı konan kediler non-obstrüktif grubu (Grup II, n=15) ve herhangi bir hastalık bulgusu taşımayan kediler sağlıklı kontrol grubunu (Grup III, n=9) oluşturdu. Hematolojik bulgularda Grup I’de WBC ve GRA değerlerinde anlamlı artışlar belirlendi (p<0,005). Biyokimyasal incelemeler kapsamında Grup I’de BUN ve kreatinin konsantrasyonlarında anlamlı artışlar belirlendi (p<0,005). Böbrek hasarının belirteçlerinden RBP, NAG, IL-18 ve KIM-1’in idrar konsantrasyonlarında Grup I’de anlamlı artışlar belirlenirken (p<0,005), Grup II’de RBP ve KIM-1’in idrar konsantrasyonlarında anlamlı artış belirlendi (p<0,005). NGAL’in idrar konsantrasyonlarında ise gruplar arasında farklılık belirlenmedi (p>0,005). Pozitif akut faz proteinlerinden A-AGP, SAA ve CRP’nin serum konsantrasyonlarında her iki çalışma grubunda anlamlı artışlar belirlenirken (p<0,005), negatif akut faz proteini olan serum albümin konsantrasyonunda her iki grupta anlamlı düşüş belirlendi (p<0,005). Pozitif akut faz proteinlerinden A-AGP ve SAA’nın idrar konsantrasyonlarında bütün gruplar arasında anlamlı farklılık belirlenirken (p<0,005), CRP’nin idrar konsantrasyonunda yalnızca Grup I’de anlamlı farklılık belirlendi (p<0,005). Sonuç olarak alt üriner sistem hastalığının obstrüktif formunda hem glomerüler hem de tübüler seviyede böbrek hasarı varlığını gösteren sonuçlar ortaya konurken, non-obstrüktif formda ise tübüler böbrek hasarı meydana geldiğini öngören sonuçlar ortaya kondu. Sistemik inflamasyonun şiddeti açısından ise hastalığın formları arasında belirgin bir fark olmadığı ortaya kondu. Kedilerin alt üriner sistem hastalığında sistemik inflamasyonun şiddetinden bağımsız şekilde glomerüler ve tübüler böbrek hasarı meydana geldiği kanaatine varıldı. This study aimed to determine the level of renal damage in obstructive and non-obstructive lower urinary tract disease in cats and to evaluate the difference in the severity of systemic inflammation between the forms of the disease. The animal material of the study consisted of 40 male cats of different breeds, aged 1-6 years. Two studies and one control group were formed within the scope of the study. Cats diagnosed with obstructive lower urinary tract disease constituted the obstructive group (Group I, n=16), cats diagnosed with non-obstructive lower urinary tract disease constituted the non-obstructive group (Group II, n=15), and cats without any signs of disease constituted the healthy control group (Group III, n=9). Hematologic findings showed significant increases in WBC and GRA values in Group I (p<0.005). In biochemical examinations, significant increases in BUN and creatinine concentrations were determined in Group I (p<0.005). Significant increases in urine concentrations of RBP, NAG, IL-18, and KIM-1, which are markers of renal damage, were determined in Group I (p<0.005). In contrast, significant increases in urine concentrations of RBP and KIM-1 were determined in Group II (p<0.005). There was no difference between the groups in the urine concentrations of NGAL (p>0.005). Serum concentrations of positive acute phase proteins A-AGP, SAA, and CRP were significantly increased in both study groups (p<0.005), while serum albumin, a negative acute phase protein, was significantly decreased in both groups (p<0.005). While there was a significant difference in the urinary concentrations of positive acute phase proteins A-AGP and SAA between all groups (p<0.005), there was a significant difference in the urinary concentrations of CRP only in Group I (p<0.005). In conclusion, results suggest the presence of renal damage at both glomerular and tubular levels in the obstructive form of lower urinary tract disease, while results suggest tubular renal damage in the non-obstructive form. There was no significant difference in the severity of systemic inflammation between the forms of the disease. It was concluded that glomerular and tubular kidney damage occurs independently of the severity of systemic inflammation in feline lower urinary tract disease.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11630/11652Koleksiyonlar
- Doktora Tezleri [154]