Kedilerde gastrointestinal yabancı cisimler; radyografik, endoskopik ve biyokimyasal değerlendirme

Abstract

Bu çalışmanın amacı, gastrointestinal yabancı cisim bulunan kedilerden elde edilen endoskopik, radyolojik ve biyokimyasal verilerin değerlendirilmesidir. Çalışma, Eskişehir’de özel bir veteriner kliniğine getirilen ve gastrointestinal yabancı cisim tanısı konulan klinik olgular üzerinde gerçekleştirildi. Çalışmada gastrointestinal yabancı cisim tanısı konulan farklı yaş, ırk ve cinsiyetten toplam 65 kedi kullanıldı. Çalışmada kedilerin gerekli klinik kontrolleri yapıldıktan sonra çift yönlü direkt abdominal radyografileri alındı. Radyolüsent yabacı cisimden şüphelenilen olgularda ise kontrast radyografi çalışması yapıldı. Çalışma kapsamında bütün kedilerin rutin endoskopik muayeneleri yapılarak midede herhangi bir yabancı cisim veya başka bir patoloji olup olmadığı kontrol edildi. Aynı zamanda bütün olgulardan kan örnekleri alınarak hemogram ve bazı biyokimyasal parametreleri (ALT, AST, ALP, Albümin, Globulin, Üre, Kreatinin, Total Protein, Glikoz, Bilirubin, Ca, Cl, K, Na, Laktat) ölçüldü. Kedilerde yabancı cisim türlerinin; plastik ve kauçuk (34 olgu, %51,5), ip (11 olgu, %16,7), metal (7 olgu, %10,6), kumaş (5 olgu, %7,6), sert karton (4 olgu, %6,1), diğer (5 olgu, %7,6) yabancı cisimler olarak dağılım gösterdiği tespit edildi. Çalışmada 12 olguda radyoopak görüntü elde edilirken (metalik veya sert plastik yabancı cisim), olguların 11 tanesinde lineer yapancı cisim ve 40 tanesinde ise çeşitli radyolüsent yabancı cisim tanısı konuldu. Olguların çoğunda (31 olgu, %67,3) serum laktat düzeylerinin normal değerlerin üzerinde olduğu belirlendi. Olguların bazılarında hipokloremi (20 olgu, %43,4), hiponatremi (13 olgu, %27,6) ve hipokalemi (6 olgu, %13) gözlendi. Sonuç olarak; gastrointestinal yabancı cisim bulunan kedilerde tanının zamanında konulabilmesi için endoskopik muayene ile birlikte direkt ve indirekt radyografinin oldukça etkili bir tanı aracı olduğu, iyi bir prognoz açısından en kısa zamanda yabancı cismin uzaklaştırılması gerektiği kanaatine varıldı.

The aim of this study is to evaluate the endoscopic, radiological, and biochemical data obtained from cats with gastrointestinal foreign bodies. The study was carried out on clinical cases brought to a private veterinary clinic in Eskişehir and diagnosed with a gastrointestinal foreign body. A total of 65 cats of different ages, breeds, and genders diagnosed with gastrointestinal foreign bodies were used in the study. In the study, bidirectional direct abdominal radiographs were taken after the necessary clinical controls of the cats. Contrast radiography was performed in cases where a radiolucent foreign body was suspected. Within the scope of the study, routine endoscopic examinations of all cats were performed to check whether there was any foreign body or other pathology in the stomach. At the same time, blood samples were taken from all cases, and hemograms and some biochemical parameters (ALT, AST, ALP, albumin, globulin, urea, creatinine, total protein, glucose, bilirubin, Ca, Cl, K, Na, and lactate) were measured. Types of foreign bodies in cats: plastic or rubber (34 cases, 51.5%), rope (11 cases, 16.7%), metal (7 cases, 10.6%), fabric (5 cases, 7.6%), hard cardboard (4 cases, 6.1%), and others (5 cases, 7.6%) were found to be distributed as foreign bodies. In the study, while radiopaque images were obtained in 12 cases (metallic or hard plastic foreign bodies), 11 were diagnosed with a linear foreign body, and 40 were diagnosed with various radiolucent foreign bodies. Serum lactate levels were determined to be above normal values in most of the cases (31 cases, 67.3%). Hypochloremia (20 cases, 43.4%), hyponatremia (13 cases, 27.6%), and hypokalemia (6 cases, 13%) were observed in some of the cases. In conclusion, it was concluded that direct and indirect radiography, along with endoscopic examination are very effective diagnostic tools for timely diagnosis in cats with gastrointestinal foreign bodies, and that the foreign body should be removed as soon as possible for a good prognosis.