Çeşitli yönleriyle Şumnulu Hâfız Hilmî Efendi’nin Nazm-ı Nefîs adlı şurût-ı salâtı
Künye
Yılmaz, O. (2023). Çeşitli Yönleriyle Şumnulu Hâfız Hilmî Efendi’nin Nazm-ı Nefîs Adlı Şurût-ı Salâtı. Kocatepe İslami İlimler Dergisi, 6(1), 161-202. https://doi.org/10.52637/kiid.1272094Özet
Türk İslam Edebiyatı ilim dalındaki edebî türlerden biri olan şurût-ı salâtlar-salâtnâmeler ıstılahî açıdan; abdest, gusül ve teyemmüm gibi öncülleriyle beraber başta namazın şartları, farzları, vacipleri, sünnetleri, mekruhları, müfsidleri, faziletleri, önemi vs. olmak üzere bu ibadetin edası ile ilgili konuları, muhatap kitlenin anlayacağı tarzda ele alan eserler anlamına gelmektedir. İlgili konulara ilaveten bazı eserlerde namaz ibadetiyle mükellefiyeti sağlayan İslamî ve imanî hususlara da yer verilebilmektedir. Literal açıdan bu kapsama giren ürünlerin mensur ve manzum olarak kaleme alınmış örnekleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra diller arası ve diliçi tercüme, yeniden yazım-nesri nazma aktarma faaliyetiyle üretilen metinlerin de fıkıhla ilgili ve dinî yapıya sahip bu edebî türün bir alt kolunu teşkil ettiği söylenebilir. Edebî türü tanımlamada daha yaygın olarak kullanılan şurût-ı salâtın yanı sıra manzum olarak yazıldıklarının vurgulanması adına telif (özgün) özelliği taşıyan eserler için “salâtnâme” kavramı da kullanılabilmektedir. Bu bağlamda çalışma Türk İslam Edebiyatı metodolojisiyle; Şumnulu Hâfız Hilmî Efendi’nin (ö. 1200/1785-86) 1190/1776-77 yılında kaleme aldığı ve telif niteliği taşıdığı düşünülen Nazm-ı Nefîs isimli salâtnâmesini konu edinmektedir. Çalışmada öncelikle Hilmî Efendi’nin hayatına ve eserlerine dair bilgiler verilmiştir. Önceki çalışmalarda onun eserleriyle ilgili yapılmış değerlendirmeler (bu eserlerin özgün nitelik taşımadığı, diliçi çeviri-yeniden yazım türünde üretilmiş olabileceği gibi), elde edilen yeni belgelerle bulguların da ışığında bilhassa diliçi çeviri teorisine dair bilgi ve örnekler eşliğinde tekrar ele alınıp bu değerlendirmelere dair kanaatler belirtilmiştir. Hilmî Efendi’nin Manzûm Secâvend ve Nazm-ı Nefîs’inin müstakil mahtut nüshalarına ulaşılmasının kanaatlerin belirtilebilmesi yolunda önemli olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Sonrasında ise diliçi çeviri, yeniden yazım ve nesri nazma aktarma faaliyetlerine dair tartışmaları da ihtiva eder şekilde ismi, yazılış tarihi, telif sebebi, amacı, gayesi, kaynakları yönünden incelenerek Nazm-ı Nefîs’in tanıtımına yer verilmiştir. Öte yandan bir tez çalışmasında, matbu nüshasının derkenarında namazla ilgili mensur metnin bulunmasından ötürü Nazm-ı Nefîs'in de Hilmî Efendi’in Zafer adlı eseri gibi diliçi çeviri faaliyetiyle üretilmiş olabileceği şeklinde bir ihtimal de dile getirilmiştir. Dolayısıyla bu çalışmada Nazm-ı Nefîs ve ilgili metin karşılaştırılıp çeşitli yönleriyle incelenmiş, Nazm-ı Nefîs’in başka bir metin kaynak alınarak üretilip üretilmediği de tartışılmıştır. Tanıtım ve değerlendirmelere ilaveten Hilmî Efendi’nin salâtnâmesi, şekil ve muhteva hususiyetleri açısından ayrıntılı olarak tahlil edilmiştir. Ayrıca bölüm altında ayrı bir başlıkla Nazm-ı Nefîs ile hacim ve içerik itibarıyla benzer nitelikteki salâtnâmelerin şekil ve muhtevaları karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Bu sayede çalışmanın odak noktası olan eserin tür içindeki yeri belirlenmeye çalışılmıştır. Tespit aşamasında özellikle muhteva itibarıyla Nazmı Nefîs’in kendi türü içinde ayrı ve dikkate değer bir noktada olduğu görülmüştür. Son olarak çalışmada Nazm-ı Nefîs’in tespit edilen tek mahtut nüshasının ayrıntılı tavsifi yapılmış, imla yönünden bazı özelliklerine değinilmiş, metin kurulumunda gözetilen bazı esaslara dikkat çekilip çeviri yazısına yer verilmiştir. Çalışmanın amacı; kırâat ilmi uzmanı da olan müellifin, İslam dininin terk edilemeyecek bir rüknü ve fıkhın başat konularından namaza yönelik kaleme aldığı Nazm-ı Nefîs’in tanıtılması, diliçi çeviri yazım faaliyeti sonucu üretilip üretilmediğinin tespiti ve çeviri yazı metoduyla günümüz harflerine aktarılarak gün yüzüne çıkarılmasıdır. Mezkur amaçlarla bağlantılı olarak çalışmanın öneminin; Nazm-ı Nefîs metninin ortaya çıkarılmasıyla birlikte yapılan tespitler ve değerlendirmeler neticesinde Hilmî Efendi’nin eserlerine dair bilgileri bazı noktalarda tashih, bazı noktalarda ise tekmil edecek olmasından ileri geldiği düşünülmektedir. One of the literary genres in Turkish-Islamic Literature, shurūṭ-i ṣalāts/ṣalātnāmes (conditions of prayer), in the context of the term, refers to books that deal with issues related to the performance of this prayer/worship, especially the conditions, its fards (obligations), wajibs (compulsorys), sunnahs (the acts of the Prophet Muḥ ammed), makruhs (reprehensible practices), mufsids (situations that invalidate), virtues, importance etc. of the prayer, along with its prerequisites such as wudu (ablution), ghusl (having a bath with the intention of worship) and tayammum (ablution with soil for a person who cannot find water), in a way that the addressee audience can understand. In addition to related topics, some works may also include Islamic and faith-based issues that provide the obligation of prayer. In literal terms, there are both prose and verse examples of Works that fall within this scope. In addition, it can be said that the texts produced through interlingual and intralinguistic translation, rewriting and transcribing the prose into verse constitute a sub-branch of this literary genre which is related to fiqh (canon law) and has a religious structure. In addition to shurū ṭ-ı ṣalā t, which is more commonly used in defining “the literary genre”, the term of "ṣalā tnā me" can also be used for works that have the characteristic of original in order to emphasize that they are written in verse. In this context, with the methodology of Turkish-Islamic Literature. this study focuses on the ṣalā tnā me of Shumnulu Ḥ ā fıẓ Ḥ ilmı̄ Efendi (d. 1200/1785-86), titled Naẓm-ı Nefı̄s, which was written in 1190/1776-77 and is thought to be original work. In the study, first of all, information about Ḥ ilmı̄ Efendi’s life and works is given. In addition, the evaluations made in previous studies about his works (such as that these works are not original and may have been produced in the genre of interlingual translation-rewriting) are reconsidered in the light of new documents and findings, especially with information and examples on the theory of interlingual translation and opinions on these evaluations are stated. It is also necessary to point out that the availability of individual manuscripts of Ḥ ilmı̄ Efendi's Manẓūm Secāvend and Naẓm-ı Nefı̄s is important for the expression of opinions. Afterwards, in the study, the introduction of Naẓm-ı Nefı̄s is given by examining it in terms of its name, date of writing, reason for composition, purpose, aim and sources, including discussions on the activities of interlingual translation, rewriting and transferring prose to verse. On the other hand, in a one of the thesis studies, the possibility that Naẓm-ı Nefı̄s may have been produced through interlingual translation activities like Ḥ ilmı̄ Efendi's Ẓafer, due to the presence of a prose text about prayer in the margin of the printed copy, was also mentioned. Therefore, in this study, Naẓm-ı Nefı̄s and the related text are compared and analyzed in various aspects, and it is also discussed whether Naẓm-ı Nefı̄s was produced by taking another text as a source. In addition to the introduction and evaluations, Ḥ ilmı̄ Efendi's ṣalā tnā me is analyzed in detail in terms of its form and content. Furthermore, under a separate heading under the chapter, the form and content of Nazm-ı Nefîs and salâtnâmes, which are similar in volume and content, are compared and evaluated. In this way, the place of the work, which is the focus of the study, within the genre is tried to be determined. At the stage of determination, it was seen that Nazm-ı Nefîs is at a seperate and remarkable point within its genre, especially in terms of content. Finally, the study provides a detailed presentation of the only identified manuscript of Nazm-ı Nefîs, mentions some of its features in terms of spelling/orthography, draws attention to some principles observed in the construction of the text and includes a transcription. The aim of this study is to introduce Nazm-ı Nefîs, which is written by the author, who is also an expert in the science of Qira’ah (recitation?), on prayer, which is one of the main subjects of fiqh and a pillar of Islam that cannot be abandoned, to determine whether it was produced as a result of interlingual translation and to reveal it by transferring it to today's letters with the transcription method. In connection with the abovementioned purposes, the importance of the study is thought to come from the fact that as a result of the determinations and evaluations made with the revealing of the text of Nazm-ı Nefîs, the information about Ḥ ilmı̄ Efendi's works will be corrected at some points and completed at some other points.
Kaynak
Kocatepe İslami İlimler DergisiCilt
6Sayı
1Bağlantı
https://doi.org/10.52637/kiid.1272094https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3039883
https://hdl.handle.net/11630/11687
Koleksiyonlar
- Cilt 6 : Sayı 1 [14]