Malatya İlinde Sığırcılık İşletmelerinin Mevcut Durumu:II. Hayvan Sağlığı ve Ahır Hijyeni Perspektifinde Biyogüvenlik Uygulamaları
Abstract
Bu araştırma, Malatya ilindeki sığırcılık işletmelerinin biyogüvenlik bakımından mevcut durumlarını tespit etmek amacıyla
yapılmıştır. Bu amaçla belirlenen ilçelerden tesadüfi örnekleme metodu kullanılarak seçilen 172 adet sığırcılık işletmesi
sahibine yüz yüze anket uygulanmıştır. Araştırmada, hayvanların Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı veri tabanına
kaydedilmesi %98,8, tüberküloz kontrol ve test kayıtlarının tutulması %97,7, hasta hayvanların kaydının tutulması %34,3,
hayvan sevklerine ait belgelerin muhafazası ve hayvan hareketlerinin kaydının tutulması %51,7, şap hastalığı aşısının
düzenli yapılması %97,7, barınak ve çevresinin temizliği %95,3, uygun ve yeterli gübre çukurunun varlığı %21,5 ve farklı
türden hayvanların bir arada bulundurulması %9,9 oranlarında tespit edilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre;
işletmelerde, hayvan sağlığı ve ahır hijyenine dayalı biyogüvenlik uygulamaları bakımından birçok parametrenin “kabul
edilebilir” noktada olduğu, ancak bazı barınak şartları bakımından dikkat çekici düzeyde yetersizlikler bulunduğu
belirlenmiştir. Özellikle, durakların uygun ölçü ve niteliklere sahip olmadığı, uygun olanların ise sadece %9,9 oranında
kaldığı tespit edilmiştir. Çok düşük olan bu oran işletmelerin bu açıdan ciddi bir eksiklik ve olumsuzluk taşıdığını
göstermektedir. Biyogüvenlik kurallarının uygulanması kârlılık, sürdürülebilir üretim ve halk sağlığı açısından gerekli
olduğundan, mevcut olumsuzlukların giderilmesi için önlemler ivedilikle alınmalıdır. Biyogüvenlikle ilgili iş ve işlemlerin
daha bilinçli yapılması için, yetiştiricilere yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına önem verilmelidir. Yetiştirici
birlikleri, işletmelere hizmet veren serbest veteriner hekimler ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ilgili birimleri
konu üzerinde hassasiyet göstermelidirler. Bakanlık teşkilatlarının görevlerinden olan hayvanların tanımlanması ve tescili,
hayvan sevklerinin tanzimi, işletmelerin biyogüvenlik çerçevesinde izlenmesi ve aşılama programlarının takibi daha etkin
biçimde yapılmalıdır. Gerektiğinde idari yaptırımlar uygulanmalıdır. This research was conducted to determine the biosecurity conditions of cattle farms in Malatya. 172 breeders are
interviewed by using the random sampling method in selected cattle farms in specific districts. It is found out that the
record of animals in Ministry of Food, Agriculture And Livestock database is 98.8%, the tuberculosis control and test
records is 97.7%, the record of sick animals is 34.3%, keeping the animal movement documents and the recollection of
them is 51.7%, regular vaccination of FMD is 97.7%, the shelter and it’s environment sanitation is 95.3%, the appropriate
and adequate septic tanks existence is 21.5% and keeping different animal species is 9.9%. When animal health and shelter
hygiene conditions are evaluated, it is determined that several parameters are “acceptable”, however, the others are
considerably insufficient. It is stated that the stalls have inadequate measures and qualities, but the accepted ones are only
9.9%. This low ratio indicates that farms are seriously inadequate and problematic. Precautions should be taken to obtain
profitability, sustainable production and public health immediately. Thus, it is necessary to care training and informing of
farmers to have conscious work and applications. Breeding associations, free veterinarians serving the farms and the
Ministry’s related units should carefully work for the subjects. Animal identification and registration, reporting of animal
movement, controlling farms for biosecurity and vaccination programmers should efficiently be conducted.
Administrative sanctions must be applied when needed.
Source
Afyon Kocatepe Üniversitesi, Kocatepe Veteriner DergisiVolume
9Issue
2URI
http://kvj.aku.edu.tr/wp-content/uploads/sites/56/2016/06/2016_9_2_Article_2.pdfhttp://hdl.handle.net/11630/4322
Collections
- Cilt 9: Sayı 2 [12]