Ratlarda deneysel olarak oluşturulan microsporum canis enfeksiyonunun sağaltımında bor bileşikleri ve ozonlaşmış zeytinyağının etkileri
Abstract
Bu çalışma zoonoz karakterli dermatofit olan Microsporum Canis etkeni ile rat derisinde deneysel olarak oluşturulan dermatofitozise karşı deriye topikal olarak uygulanan borik asit, bor katkılı jel ve ozonlanmış zeytinyağının etkilerinin, klasik sağaltımda kullanılan terbinafin ile karşılaştırılarak belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmada 6-8 haftalık, canlı ağırlıkları 200-250 gram arasında değişen, 39 adet Wistar albino ırkı dişi rat kullanılmıştır. Deneysel olarak tüm ratların sırt derisinde Microsporum Canis enfeksiyonlu alan oluşturulmuştur. Çalışmada ratlar 0., 7., 14., 21. ve 28. günlerde klinik bulgular yönünden klinik skorlamaya tabi tutulmuştur. Ratlar,histopatolojik bulgular yönünden değerlendirilmiştir.
Sağaltımda ratlar 5 gruba ayrılarak, A Grubuna (n=8) %1 terbinafin içeren krem, B Grubuna (n=8) ozonlanmış zeytinyağı, C Grubuna (n=8) %3’ lük borik asit çözeltisi, D Grubuna (n=8) sodyum pentaborat pentahidrat içeren jel 28 gün boyunca enfeksiyon oluşturulan deri bölgesine günde bir defa topikal olarak uygulanmıştır. E Grubu (n=7) kontrol grubu olarak bırakılıp M.canis enfeksiyonu oluşturulan deri bölgesine herhangi bir sağaltım uygulanmamıştır. Klinik bulgular değerlendirildiğinde tam iyileşme; %1’lik terbinafin içeren antifungal krem uygulanan A Grubunda 8 rattan 4’ünde, ozonlanmış zeytinyağı uygulanan B Grubunda 8 rattan 1’inde , %3’ lük borik asit uygulanan C Grubunda 8 rattan 6’sında, sodyum pentaborat pentahidrat içeren jel uygulanan D Grubunda 8 rattan 3’ünde olarak belirlenmiştir. Klinik skorlama bulguları istatistiksel olarak değerlendirildiğinde deneyimizin sonunda sağaltım uygulanan tüm gruplar E Kontrol Grubuna göre klinik skorları azaltma açısından anlamlı bulunmuştur(p<0,05). Çalışmamızın sonunda klinik skorlama bulguları istatistiksel olarak değerlendirildiğinde klinik skorları azaltma açısından sağaltım grupları (A, B, C, D Grupları) arasındaki farkın istatistiksel açıdan anlamsız olduğu belirlenmiştir(p>0,05). Histopatolojik değerlendirmede dermiste granülasyon ve yangı hücresi infiltrasyon miktarı, kollajen ipliklerin organizasyonu, kollajen paterni, genç ve matür kollajen miktarı parametreleri ile histopatolojik olarak lezyonların iyileşme durumları değerlendirilmiştir. Histopatolojik değerlendirmede E Grubu örneklerinde lezyon alanlarının diğer gruplara göre daha geniş olduğu belirlenmiştir. Ayrıca yangı hücreleri %3’lük borik asit uygulanan C Grubu ve sodyum pentaborat pentahidrat içeren jel uygulanan D Grubu örneklerinde daha az izlenirken E Grubunda yangı hücrelerinin daha yoğun olduğu görülmüştür. Histopatolojik skor bulguları değerlendirildiğinde tüm sağaltım gruplarının (A,B,C ve D Grupları) E Kontrol Grubuna kıyasla onarımı ilerlettiği görülmüştür. Histopatolojik değerlendirme istatistiksel olarak değerlendirildiğinde ise sağaltım gruplarından %3’ lük borik asit uygulanan C Grubunun ve sodyum pentaborat pentahidrat içeren jel uygulanan D Grubunun, E Kontrol Grubu ve diğer sağaltım gruplarından (A ve B Gruplarından) etkinlik farkı olduğu ve bu etkinlik farkının istatistiksel olarak önemli olduğu bulunmuştur(p<0,05). Histopatolojik skor bulgularının istatistiksel değerlendirilmesinde borik asit uygulanan C Grubu ve sodyum pentaborat pentahidrat içeren jel uygulanan D Grubu arasındaki etkinlik farkı anlamsız olarak bulunmuştur (p>0,05).
Sonuç olarak; bor bileşikleri içeren %3’lük borik asit ve sodyum pentaborat pentahidratlı jelin ratta M. canis kaynaklı enfeksiyonun sağaltımında kullanılabileceği tespit edilmiştir. %3’lük borik asit ve sodyum pentaborat pentahidrat içeren jelin yan etkisiz, kolay, ucuz, güvenilir ve etkili iyileşme sağlayarak antifungal ajan olan terbinafin gibi klasik sağaltımında kullanılan ilaçlara karşı alternatif sağaltım seçeneği olabileceği kanısına varılmıştır. This study was carried out to designate the effects of topically applied boric acid, boron additive gel and ozonated olive oil to rat's skin compared with the terbinafine used in classical treatment againist the zoonotic dermatophhyte microsporum canis and experimentally-generated dermatophytosis on rat's skin. In this study, 39 Wistar albino female rats used which are 6 to 8 weeks old weighing 200 to 250 grams. Microsporum Canis infected part was created experimentally-generated on all rats' back. Rats were evaluated for histopathological findings and were subjected to clinical scoring according to clinical findings on days 0, 7, 14, 21 and 28. In the treatment, the rats were divided into 5 groups; Group A (n = 8) cream containing %1 terbinafine, Group of B (n = 8) ozonated olive oil, Group C (n = 8) %3 boric acid solution, Group D (n = 8) pentaborate pentahydrate-containing gel were topically applied once a day to infected skin area for 28 days. Group E (n = 7) was left as a control group and no treatment was applied to the skin area of M. canis infection. When the clinical findings were evaluated, in Group A which antifungal cream containing %1 terbinafine was applied in four of eight rats, in group B which ozanated olive oil was applied in 1 of 8 rats, in group C which contains %3 boric acid was applied in 6 of 8 rats, in group D which contains sodium pentaborate pentahydrate gel was applied in 3 of 8 rats full healing was seen. When the clinical scoring findings were evaluated statistically, all groups treated at the end of experience were found to be in favor of reducing the clinical scores according to the E Control Group (p0,05). On the histopathological evaluation, amount of dermis granulation and inflammatory cell infiltration, organization of collagen threads, collagen pattern, young and mature collagen quantity parameters and histopathologic lesion healing status was evaluated. Mature collagen amount parameters with improved condition of histopathological lesions were evaluated. Histopathological evaluation revealed that the lesion areas in Group E were wider than the other groups. It was also found that the inflammatory cells were more dense in Group E, while the inflammatory cells were less observed in Group D and %3 containing boric acid applied Group C and sodium pentaborate pentahydrate gel applied Group D. When the histopathological examination was evaluated statistically, it was found that there was a difference in activity between Group C, which received 3% boric acid treatment from treatment groups, and Group D, which applied gel containing sodium pentaborate pentahydrate, from the other E Control Group and other treatment groups (Groups A and B) were found (p 0.05). As a result; It has been found that containing boron compounds to 3% boric acid and gel with sodium pentaborate pentahydrate can be used in the treatment of the infection with M. canis in rats. 3% boric acid and gel containing sodium pentaborate pentahydrate has proven to be an alternative treatment option to conventional antimicrobial agents such as terbinafine, which is an antifungal agent, providing easy, cheap, reliable and effective healing, without side effects.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [635]