Birinci Körfez Savaşı Sonrası Türkiye’nin Irak’taki Etnik, Dini Ve Siyasi Gruplarla İlişkileri
Abstract
Küreselleşme olgusu ve uluslararası düzende gerçekleşen değişimler sayesinde, günümüzde artık ülkelerarası ilişkilerin sadece merkezi hükümetler nezdinde yürütülmekte olan ilişkilerle sınırlı kalmaktan çıkıp, ülkeler içerisindeki federe devletler veya bölgesel yönetimleri de içeren bir hal aldığı gözlenmektedir. Bu genel çerçeve içerisinde, merkezi otoritenin zayıfladığı, hatta bazen meşruiyet sorunu yaşamaya başladığı, Irak, Afganistan, Suriye ve Libya gibi “çökmüş” devletlerde bulunan etnik, dini ve siyasi grupların etkinliklerini artırarak dış ilişkilerde “alt aktörler” haline geldikleri görülmektedir.
Bu gelişmeden hareketle, çalışmada Türkiye’nin Irak’taki etnik, dini ve siyasi gruplarla olan ilişkileri ve bu ilişkilerin iki ülke arasındaki hükümetler düzeyindeki ilişkilere yansımaları ele alınmıştır. Araştırma dönemi ise, 1991 yılındaki Birinci körfez Savaşı’ndan günümüze kadar geçen süreyi kapsamakta olup, bu dönemdeki bahse konu ilişkiler 2002 öncesi ve sonrası şeklinde incelenmiştir. Araştırma konusuna Irak’ta etkili konumda bulunan Kürtler, Şii ve Sünni Araplar, Türkmenler ile Hıristiyanlar ve Yezidiler dâhil edilmiştir.
Çalışma Türkiye’nin sadece Irak merkezi hükümeti üzerinde değil, birçok etnik, dini ve siyasi grup üzerinde etkili olduğunu, bu sayede Irak iç politikasında dengelerin kurulmasına ve böylece Irak’ın istikrara kavuşmasına katkı sunan bir konuma geldiğini ortaya koymuştur. It is observed that international relations has no longer been limited with just those among the central political authorities, but has started to include also those among federal or regional authorities owing to globalisation and the changes in the current international order. In this context, the ethnic, religious and political groups in the so-called “failed states”, where the central authority has weakened, even sometimes faced with the question of leagcy, such as Iraq, Afghanistan, Syria, and Libya, have inceased their influence and become “sub-actors” of foreign affairs.
In the light of the fact mentioned above, this study invesigates Turkey’s relations with the ethnic, religious, and political groups in Iraq together with the effects of them on the relationship between Turkey and Iraq on the governmental level. The research period is chosen as the decades after the First Gulf War and diveded into two sub-periods as before and after the year 2002. Kurds, Shia and Sunni Arabs, Turkmens as well as Christians, and Yezidis are included in the research subjects since they have been in an influential status in Iraq during the given period.
The study demonstrates that Turkey has gained an effective position not only on the Iraq government but also the ethnic, religious, and political groups in this country, contrubuting the balance and stability of this political system.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [1638]