XIII. Yüzyılda yaşamış gelenekçi bir düşünür Abdüllatif El-Bağdâdî, hayatı ve eserleri
Abstract
Abdüllatif el-Bağdâdî 13. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış çok yönlü bir düşünürdür. Klasik kaynaklar felsefe, tıp, coğrafya, kelam, hadis ve fıkıh gibi çeşitli disiplinlerde 160’a yakın eseri ona atfetmektedir. Hayatı hakkında tabakât kitapları ayrıntılı bilgiler vermektedir. Bunun sebebi büyük oranda onun -İbn Sînâ’ya nazire olarak kaleme aldığı iddia edilen- otobiyografisini yazmış olmasıdır. O, hemen her konuda olduğu gibi felsefe konusunda da gelenekten yana bir tavır almıştır. Bu nedenle Fârâbî’nin takipçisi olarak İbn Sînâ’yı sert bir şekilde eleştirmiştir. Bu makaledeki amaç, ilk olarak Gazzâlî sonrasında yaşamış bir düşünürün entelektüel serüveni ortaya koymaktır. Bu sayede felsefî düşüncenin, Gazzâlî’nin felsefeye yönelik eleştirisi sonucunda iddia edildiği gibi, kötürüm kalmadığının anlaşılmasını umuyoruz. İkinci olarak ise Gazzâlî sonrasında, felsefî düşüncenin seyrinde belirleyici olan İbn Sînâcı geleneğin aslında tek eğilim olmadığını, başta İbn Rüşd’ün temsil ettiği, Abdüllatif el-Bağdâdî’nin de dâhil olduğu gelenekçi tavrın ulema nezdinde meşruiyetini koruduğunu göstermektir. Abdullatif al-Baghdadî is a polymath thinker who lived in the first half of the 13th century. The classical sources refer to him close to 160 works in various disciplines such as philosophy, medicine, geography, kalam, hadith and fiqh. Biography books provide detailed information about his life. This is largely because he wrote his autobiography asserted written as opposed to Avicenna. He preferred the tradition in philosophy as in almost every other subject. Therefore, as a follower of Fârâbî he acutely criticized Ibn Sînâ. The aim of this article is, firstly, to present the intellectual adventure of a thinker who lived after al-Ghazali. In this way, we hope that it will be understood that philosophical thought has not disappeared after the criticism of al-Ghazali. Secondly, the aim of this article is to show that after the al-Ghazali, the Avicennian tradition was not the only tendency. The traditionalist approach, which was represented by Ibn Rushd and including Abdullatif al-Baghdadî, maintained its legitimacy between the ulama.
Source
Afyon Kocatepe Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi DergisiVolume
1Issue
1Collections
- Cilt 1 : Sayı 1 [8]