Bir Değer Yargısı Olarak ‘Vakar’ ve ‘Kibir’ Bağlamında Güray Süngü’nün ‘Kibir’ Adlı Öyküsünün Göstergebilimsel Çözümlemesi
Abstract
Göstergebilim, anlatı çözümlemelerinde çözümleme araçlarını açıklayan, kendi yöntemini ortaya
koyan bir çözümleme önerisidir. Klasik öykülerin göstergebilimsel çözümlemeleri belli bir yöntem
içinde abartısız, övgüden ve yergiden uzak bir şekilde yapılabilir. Ne var ki çağımızda anlatı teknikleri
çok değişmiştir. Kimi anlatıların öykü mü, günlük mü olduğu bile tartışılır duruma gelmiştir.
Sözgelimi Cahit Zarifoğlu’nun Yaşamak adlı anlatıları için günlük denilebileceği gibi deneme de
denilebilir. Bu anlatılarda şiir de vardır. Güray Süngü’nün Vicdan Sızlar adlı kitabında yer alan
öyküler de kendini kolay ele veren klasik öyküler değildir. Bu öykülerde çizgisel bir anlatı yoktur.
Öykülerdeki zaman ne çizgisel ne dairesel bir şekille açıklanabilir. Zaman kullanımı çok farklıdır.
İronik bir dille zaman kavramı askıya alınır. Yeni evlenen bir kişinin 1 yıl içinde 2 kızı olur; ertesi yıl
kızını evlendirir; bir çocuk babasının ölümünden 6 yıl sonra doğar… Evvel Ahir Batın Zahir’deki
Kokik 100 yıl sevgilisini bekler. Yine ironik bir dille bürokrasi, aile, toplum eleştirilir. Bu kitaptaki
öyküler okuyucuya daha çok Derin Düzey’de bir anlam üretme fırsatı vermektedir. Bu yazıda bir tür
hastalık olarak kabul edilebilecek ‘kibir’ ve bir değer olarak ‘vakar’ kavramı açıklanacaktır. Bu
çerçevede Güray Süngü’nün adını andığımız kitabında yer alan Kibir adlı öyküsünün göstergebilimsel
bir çözümlemesi yapılacaktır.