Farelerde deneysel yolla oluşturulan atopik dermatit üzerine kaplıca çamurunun iyileştirici etkilerinin araştırılması
Abstract
Atopik dermatit (AD) kronik ve tekrarlayan, hiperimmun bozukluklar sonucu gelişen ve insidansı özellikle sanayileşmiş ülkelerde gittikçe artan bir cilt hastalığıdır. Bu çalışma, Afyokarahisar Kaplıca suyu ve çamurunun AD hastalığının tedavi edici etkinliğini ortaya koymak amacıyla yürütülmüştür. Bu amaca yönelik olarak, aynı günlük yaşta olan 40 tane Albino ırk fare kullanılmıştır. Atopik dermatit oluşturmak amacıyla farelerin tümünde sırt bölgesinde deepilsyonu sağlandıktan sonra, %2'lik 2, 4-dinitrochlorobenzene sürülmüştür. Atopik dermatit oluşturulduktan sonra, 21 günlük sağaltım süreci için, fareler eşit olarak kontrol (KG) ve çalışma grupları olacak şekilde iki grup olarak bölünmüştür. Kontrol grubu farelere her gün musluk suyu içirilmiş ve musluk suyunda banyo yaptırılmışken, çalışma grubu farelere her gün taze olarak getirilen Süreyya I Kaplıca Kaynağı suyu içirilmiş ve bu suda banyo yaptırılmıştır. Çalışma grubu farelerde, ayrıca, her banyo sonrası lezyonlu bölgelere aynı kaynaktan temin edilen kaplıca çamuru uygulaması yapılmıştır. Hayvanların tümünde çalışma öncesi, atopik dermatit oluşumu sonrası ve tedaviden sonraki 1, 7, 14 ve 21. Gün içerisinde klinik, hematolojik, kan biyokimyasal parametrelerinin ölçümleri ve lezyonlu deri bölgesinden alınan dokuların histopatolojik incelemeleri yapılmıştır. Elde edilen bulgular neticesinde; atopik dermatit oluşumu beraberinde T ortalama değerleri bakımından mühim bir fark oluşmazken (p>0.05), P ve R ortalama değerleri bakımından mühim farklılıkların (p<0.05) şekillendiği, KG ile ÇG arasında ve KG ile ÇG içindeki karşılaştırmalarda süreçleri açısından en mühim yükselme göstermelerin ÇG farelerde şekillendiği ve oluşmuş olan fark istatistiki olarak önemli seviyede (p<0.05) şekillendiği saptanmıştır. WBC, NOTR, MON, EOS ve MCV düzeylerinin atopik dermatit sonrasında istatistiksel olarak mühim ölçüde (p<0.05) artış olduğu, buna karşın RBC, HG, HCT, LENF, MCH ve MCHC seviyelerinde ise önemli ölçüde (p<0.05) düşüş şekillendiği görülmüştür. Tüm grupların ortalama değerleri ölçüm yapılan bütün süreçler bakımından karşılaştırıldığında ise, WBC, NOTR, MON, EOS ve MCV seviyelerde düşüşler oluşurken, RBC, HG, HCT, LENF, MCH ve MCHC seviyelerinde artışlar oluştuğu saptanmış ve bu farklılık şekillendiği bütün süreçler ve iki grup arasında oluşan faklılıklara bakıldığında istatistiki olarak önemli (p<0.05) ölçüde şekillendiği gözlenmiştir. Ölçümü yapılan biyokimyasal parametrelerinden AST, LDH, GGT, OCT ve IgE düzeylerinin atopik dermatit oluşumunu ardından yapılmış olan ölçümlerdeki verilerde çalışma öncesine bakıldığında anlamlı ölçüde (p<0.05) yükselme şekillendiği, TP, ALB ve GLU seviyelerinin ise anlamlı ölçüde (p<0.05) azalmış olduğu saptanmıştır. Sağaltım ardından ise, ÇG hayvanlarda istatistiksel olarak anlamlı ölçüde (p<0.05) TP, ALB ve GLU seviyelerinin artmış olduğu, artan bu değerlere karşılık AST, LDH, GGT, OCT ve IgE düzeylerinin ise azaldığı gözlenmiştir. Sağaltımın sonuncu gününde yani 21. gün bitimindeki karşılaştırmalarda; musluk suyu kullanılarak sağaltım yapılan kontrol grubu farelerde AD'e bağlı şekillenen doku bozulmalarının hala devam ettiği, şiddetli yangı ile birlikte nekroz odaklarına rastlandığı, buna karşılık kaplıca suyu ile tedavi edilen çalışma gurubu hayvanlarda AD olgusunun düzeldiği ve epitel dokunun normal bir yapı gösterdiği saptanmıştır. Sonuçlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Süreyya I Kaplıca Kaynağı suyu ve çamuru kullanılarak sağaltım yapılan hayvanlarda atopik dermatit olgularının iyileştiği, bu nedenle bu su ve çamurun AD olgularının tedavisinde kullanılmasının endike olduğu sonucuna varılmıştır. Atopic dermatitis (AD) is a chronic and recurrent skin disease that develops as a result of hyperimmune disorders and its incidence is increasing especially in industrialized countries. This study was conducted to determine the therapeutic efficacy of Afyokarahisar thermal spring water and mud in AD. For this purpose, 40 Albino mice of the same daily age were used. In order to cause AD, all rats were treated with 2% 2,4-dinitrochlorobenzene after de-epilation in the dorsal region. After AD formation, for a 21-day treatment period, the mice were equally divided into two groups to form the control (CG) and study groups. While the CG mice were given tap water daily and bathed in tap water, the SG mice were given fresh Süreyya I Spa Spring water daily and bathed in this water. In the SG mice, after each bath, lesion areas were treated with hot spring mud from the same source. Measurements of clinical, hematological, blood biochemical parameters and histopathological examination of the lesion tissue were performed in all animals before the study, after AD formation and on days 1, 7, 14 and 21 after treatment. As a result of the findings; there was no significant difference between the mean body temperature, while significant differences were observed in the mean pulsation and respiration rates (p <0.05), while the most important increases in time periods in the group and in-group comparisons were observed in SG animals. WBC, NOTR, MON, EOS and MCV levels increased significantly (p <0.05) after AD formation, whereas RBC, HG, HCT, LENF, MCH and MCHC levels decreased significantly (p <0.05). When the averages of both groups were compared in terms of the measurements made in all time periods, WBC, NOTR, MON, EOS and MCV levels decreased while increases in RBC, HG, HCT, LENF, MCH and MCHC levels were observed and these differences were different between all time periods and groups. It was observed that statistically significant (p <0.05). AST, LDH, GGT, OCT and IgE levels of biochemical parameters were significantly increased (p <0.05) and decreased significantly (p<0.05) in the measurements following atopic dermatitis compared to the pre-study period. After treatment, it was observed that TP, ALB and GLU levels increased significantly in SG animals, whereas AST, LDH, GGT, OCT and IgE levels decreased. In the comparisons at the end of the 21st day, which is the last day of treatment; in the CG animals treated with tap water, tissue deformations due to AD were still present, necrosis foci were found with severe inflammation, whereas in the SG animals treated with spa water, the AD case improved and epithelial tissue showed a normal structure. When the results are evaluated as a whole; it was concluded that AD were improved in mice treated with Süreyya I Spa Spring water and mud, and therefore, the use of this water and mud in the treatment of AD was indicated.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [635]