Afyonkarahisar ilinde sığırlarda mezbaha bazlı mastitis taraması

Abstract

Sunulan çalışmada çeşitli nedenlerle sürüden uzaklaştırılan dişi hayvanlarda mastitis insidensinin ve mastitise neden olan etkenlerin belirlenmesi amaçlandı. Çalışma 104 inek ve düveye ait toplam 416 meme lobu üzerinde gerçekleştirildi. Klinik mastitisli ve sağlıklı gözüken meme lobları kayıt edildi. Kör, fonksiyonel olamayan ve papilloma saptanan 54 adet meme lobuna ait süt numuneleri alınmadı. Aseptik koşullarda toplam 362 meme lobuna ait süt numunesi bakteriyel identifikasyon amacı ile mikrobiyoloji laboratuvarına ulaştırıldı. Altmış iki adet klinik mastitisli meme lobuna ait süt numunelerinin 33'ünde (%53,23) üreme saptanırken, 29'unda (%46,77) üreme saptanamadı. Klinik mastitisli olmayan 300 meme lobu süt örneğinin 124'ünde (%41,33) üreme belirlenirken (subklinik mastitis), 176 tanesinde (%58,67) üreme belirlenemedi. Klinik mastitis olgularında en sık izole edilen mikroorganizmaların Koagülaz negatif Stafilokoklar (KNS) (%17,74) olduğu ve bunu sırasıyla Escherichia coli (%8,06), Staphylococcus aureus (%6,45), Corynebacterium ulcerans (%6,45) ve Candida spp.'nin (%6,45) takip ettiği saptandı. Subklinik mastitis olgularından en sık izole edilen mikroorganizmaların ise KNS türleri (%47,58) olduğu ve bunu sırasıyla Candida spp. (%15,32) ve Corynebacterium bovis’in (%5,65) izlediği belirlendi. KNS türleri arasında en yaygın etkenin Staphylococcus capitis olduğu tespit edildi. Sonuç olarak, mezbahaya çeşitli nedenlerle kesim amacıyla getirilen dişi hayvanlarda mastitis oranları oldukça yüksek olarak saptandı. Sunulan çalışma, Afyonkarahisar bölgesinde mezbaha şartlarında mastitise neden olan etkenlerin belirlenmesine yönelik ilk çalışmadır.

The aim of this study was to estimate the incidence of mastitis and to determine causative agents of mastitis in cattle at an abattoir. The present study was carried out on the 416 mammary quarters of 104 heifers and cows. Animals with clinical mastitis and no clinical signs of mastitis were noted. Since 54 mammary quarters were blind, non-functional and had papillomas, milk samples were not collected. A total of 362 quarter milk samples were aseptically collected from the animals and submitted to microbiology laboratory for bacterial identification. In 62 milk samples with clinical mastitis, 33 clinical mastitis samples (53.23%) were culture positive, while 29 of clinical mastitis samples (46.77%) yielded no growth. In 300 milk samples with non-clinical mastitis, 124 milk samples (41.33%) were culture positive (subclinical mastitis), whereas 176 (58.67%) milk samples were culture negative. In clinical mastitis, the most frequently isolated species were Coagulasenegative Staphylococci (CNS) (17.74%), followed by Escherichia coli (8.06%), Staphylococcus aureus (6.45%), Corynebacterium ulcerans (6.45%) and Candida spp. (6.45%). In subclinical mastitis, the most commonly isolated species were CNS (47.58%), followed by Candida spp. (15.32%) and Corynebacterium bovis (5.65%). Among the CNS, the most common species was Staphylococcus capitis. In conclusion, the rate of mastitis among the animals examined at an abattoir was quite highly. To our knowledge, this is the first study to describe the bacterial agents causing mastitis at an abattoir in Afyonkarahisar.