İpek Yolu üzerinde alternatif güzergâhın Türkiye açısından önemi: Olası Türk koridoru
Citation
Kazancı, B. A. & Barun, İ. K. (2023). İpek Yolu Üzerinde Alternatif Güzergâhın Türkiye Açısından Önemi: Olası Türk Koridoru . Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 25 (2) , 570-581 . DOI: 10.32709/akusosbil.1055183Abstract
Ticaret yolları geçmişten bugüne kadar kültürel, tarihsel ve ekonomik menfaatler ile bölgesel ve
uluslararası çekişmelere sahne olmuştur. Geçmişte İpek Yolunu kontrol altına alan ülkeler küresel alanda
güç sahibi olmuş ve ekonomik kazanımlarını artırmışlardır. Global açıdan Doğu ile Batı arasında bir
köprü olan İpek Yolu, ekonomik olarak büyüyen ve üretim fazlası elde eden Çin devleti için büyük önem
taşımaktadır. Bu nedenle, Çin devleti, gelişmiş ekonomilerin yer aldığı Avrupa kıtası ile ticaret hacmini
artırmak için “Bir Kuşak Bir Yol” projesini dünyaya duyurmuştur. Böylece Avrupa – Asya ticaret
ikileminde yeniden değerlendirilmeye alınan İpek Yolu; kuzey, orta ve güney olmak üzere üç farklı
koridora ayrılmaktadır. Bu güzergâhlardan orta koridor, zaman, maliyet ve güvenlik açısından en uygun
koridordur. İkinci Karabağ Savaşı ile Kafkas bölgesindeki dengeler Türk devletleri lehine değişmiş ve
bunun sonucunda Zengezur havzası gündeme gelmiştir. Bu havzanın İpek Yolu'nun orta koridoru ile
buluşması halinde Çin'den Avrupa'ya uzanan ticaret yolunun sadece Türk ülkelerinden geçme ihtimali
"Türk Koridoru" kavramını ön plana çıkaracaktır. Bu kapsamda, İpek Yolu güzergâhında söz sahibi
güçler olan AB, Rusya, Çin ve Türkiye'nin olası “Türk Koridoru” bağlamında yeni politika denklemleri
oluşturma olasılığı bulunmaktadır. Türkiye ise ticaret yollarının ve iki kıtanın ortasında, üç tarafı
denizlerle çevrili stratejik bir konumdadır. Dolayısıyla, bahsi geçen koridorun Bir Kuşak Bir Yol
projesine bağlanması durumunda Türkiye'ye etkilerinin ekonomi politiği incelenecektir. Trade routes have been the subject of cultural, historical, and economic interests and regional and
international conflicts from the past to the present. Countries that controlled the Silk Road in the past
have gained power in the global arena and increased their economic gains. The Silk Road, which is a
bridge between the East and the West from a global perspective, is a great deal of importance for the
Chinese state, which is growing economically and gaining production surplus; therefore, the State has
announced the “Belt and Road Initiative” to the world in order to its trade volume with the European
continent, where the developed economies are located. Thus, the Silk Road, which was re-evaluated in the
Europe-Asia trade dilemma, is divided into three different corridors; north, middle, and south. Among
these routes, the middle corridor is the most suitable corridor in terms of time, cost and security. With the
Second Karabakh War, the balances in the Caucasus region changed in favor of the Turkish countries,
and as a result, the Zengezur basin has been brought to the agenda. The fact that the trade route from
China to Europe will pass only through Turkish countries emphasize the concept of the "Turkish
Corridor", in case this corridor meets the middle corridor of the Silk Road. In this context, there is a
possibility that the EU, Russia, China, and Türkiye, which are the powers that have a say in the Silk Road
route, will create new policy equations in the context of the possible Turkish Corridor. Türkiye, on the
other hand, is in a strategic position in the middle of trade routes and two continents, surrounded by seas on three sides. Therefore, the political economy of its effects on Türkiye will be examined, in case the
aforementioned corridor is connected to the Belt and Road Initiative.
Source
Sosyal Bilimler DergisiVolume
25Issue
2URI
https://dergipark.org.tr/tr/pub/akusosbil/issue/78272/1055183https://hdl.handle.net/11630/10868
Collections
- Cilt 25 : Sayı 2 [25]