Kaynakları ve yapısal özellikleri açısından Hititlerde etik
Künye
Yılmaz, E. (2023). Kaynakları ve Yapısal Özellikleri Açısından Hititlerde Etik. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 25(4), 1574-1582. https://doi.org/10.32709/akusosbil.1075322Özet
Klasik etiğin temel soruları “İyi nedir?” ve “Nasıl yaşamalı?” sorularıdır ve tarih boyunca bu sorulara
dolaylı veya doğrudan yanıt verebilen tek olgu ise dindir. Engin hoşgörü politikası izleyen Hititler,
birbirinden oldukça farklı toplumların inançlarını tek bir alanda eriterek, kendine özgü bir inanç mozaiği
oluşturmuştur. Özgün bir kültüre, sosyal ve siyasal bir örgütlenmeye sahip Anadolu'nun en eski halkı
olarak Hititler görülmektedir. Hitit toplumunun Anadolu'da değişik kültürlerle iç içe yaşaması inanç
sistemini de etkilemiş, böylelikle farklı kültürlerin etkileşimi politeist bir dinin ortaya çıkmasıyla
sonuçlanmıştır. Tanrılarını yaşamlarının her alanına müdahale eden varlıklar olarak gören Hititler, onları
memnun etmek için de çeşitli ritüeller tertip etmişlerdir. Hitit dönemine ait tabletlerin büyük bir kısmını
dinsel metinler oluşturur, bu da Hitit toplumunda din kavramının kapladığı yeri göstermesi bakımından
önemlidir. Toplumlardaki din ve inanç dünyası o toplumların etik anlayışlarına kaynaklık ederek yaşam
pratiklerinde ahlaki kurallara dönüşür. Bu kurallar da politik ve sosyoekonomik düzlemde yapıların
ortaya çıkmasına etki eder. Ahlaki pratik ve kuralların temellerini ve yöneldikleri değerler kümesini
araştıran bir disiplin olarak tanımlanan etik kavramı, bu biçimiyle iyi/kötü ayrımında bulunur;
davranışları felsefi bir düzlemde anlamlandırmaya çalışarak, doğru-yanlış, iyi-kötü, toplumsal sorumluluk
gibi temel kavramları ele alıp bunlara ilişkin sorular sorar. Sonuç olarak denilebilir ki Hititlerdeki din ve
inanç dünyası etik anlayışlarına kaynaklık ederek gündelik yaşam pratikleriyle ahlaki kurallar şeklinde
politik ve sosyoekonomik düzlemlerde yapısallaşır. The basic questions of classical ethics are "What is good?" and "How to live?" and throughout history, the
only phenomenon that has been able to respond to these questions directly or indirectly, is religion.
Hittites, who carried out a policy of universal tolerance, created a unique faith mosaic by lumping
together the faiths of different and nations. Hittites are considered to be the oldest nation in Anatolia to
have its own culture, social and political organization. The fact that Hittite society lived together with
different cultures in Anatolia effected their belief system; therefore, the interaction of different cultures
created a polytheist religion. Hittites who saw their gods as beings intervening in every aspect of their life
organized various rituals in order to please them. Most of the tablets belonging to the Hittite period are
religious texts, which is important in terms of showing the place occupied by the concept of religion in
the Hittite society. The world of religion and faith in societies turns into moral rules in life practices by
being the resource of the ethical understandings of these societies. These rules are influential in the
creation of structures in political and socio-economic dimensions. The concept of ethics, defined as a
discipline that studies the foundations of moral actions and rules, as well as the values to which they are
directed, separates the good from bad, tries to make sense of behaviors on a philosophical dimension, and
asks questions related to concepts such as true-false, duty-responsibility, and the social accountability. As
a result, it can be said that the world of religion and faith in Hittites guides their ethical understanding and
is structured with daily life practices as moral rules in political and socio-economic dimensions.
Kaynak
Sosyal Bilimler DergisiCilt
25Sayı
4Bağlantı
https://dergipark.org.tr/tr/pub/akusosbil/issue/81602/1075322https://hdl.handle.net/11630/11579
Koleksiyonlar
- Cilt 25 : Sayı 4 [25]