Cumhuriyet’ten günümüze Türkiye’de felsefe
Künye
Kaya, M. (2023). Cumhuriyet’ten Günümüze Türkiye’de Felsefe. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 25(100. Yılında Cumhuriyet Özel Sayısı), 385-402. https://doi.org/10.32709/akusosbil.1345907Özet
Türkiye'nin Cumhuriyet deneyimi, “Cumhuriyet” sözcüğünü basitçe bir yönetim şekli olmaktan çok daha
öte bir anlam yüküyle donatmıştır. Cumhuriyet, siyasetten ve hukuktan ekonomiye, eğitimden dine,
bilimden sanata ve dile kadar toplum hayatının bütün kurumlarında hızlı ve derin bir değişikliği, bir
bakıma yeni Türk tininin oluşumunu ifade etmektedir. Fakat bir tinin, ruhun oluşturulması ancak tinsel
olabilir. Bir milletin tini kullandığı dilde ve onun yaratımlarında, özellikle sanat, bilim ve felsefede
şekillenir. Bu tinsel yaratımların başlıca var olma koşulu özgürlüktür. Cumhuriyet'in temel
özelliklerinden biri de insanın özerkliğine, özgürlüğüne ve eşitliğine dayanan bir kurum olmasıdır. Sanat,
bilim ve felsefe de bu alanda verilen mücadelelerin sonucunda ortaya çıkabilir. İşte Türkiye'de felsefe
Cumhuriyet'le birlikte akademik alanda bu mücadele sonucu ortaya çıkmıştır. Peki, dünden bugüne
Türkiye'de felsefede ne tür değişikler olmuştur? Geçen yüzyıl boyunca felsefeye dair bakış açılarında bir
değişim söz konusu mudur? Bir felsefe geleneği oluşmuş mudur? İşte bu çalışmada Cumhuriyet'ten
günümüze kadar geçen yüzyılda Türkiye'deki felsefe gerçekliğini bütünlüklü bir şekilde görmeye
çalışacağız. Öncelikle felsefenin yüzyıl içindeki genel seyrini özetlemeye, ardından felsefeye dair bakış
açılarını yansıtmaya ve son olarak da bir felsefe geleneğimizin mevcut olup olmadığıyla ilgili tartışmaları
sunacağız. Bütün bunları yaparken Cumhuriyet döneminde kurulan ilk felsefe bölümünden günümüze
felsefe hocalarının deneyimleri ve görüşlerinden yararlanacağız. Türkiye‟s experience with the Republic has endowed the term “Republic” with a meaning that goes far
beyond a mere form of governance. The Republic signifies a rapid and profound transformation in all
aspects of society, ranging from politics and law to the economy, education, religion, science, art, and
language, ultimately leading to the formation of a new Turkish mentality. However, the creation of a
mentality, a soul, can only be spiritual. The spirit of a nation is shaped through the language it employs
and its creations, particularly in art, science, and philosophy. The main condition of existence of these
spiritual creations is freedom. One of the fundamental characteristics of the Republic is its foundation on
human autonomy, freedom, and equality. Art, science, and philosophy can emerge as a result of the
struggles undertaken in this field. In Türkiye, philosophy emerged in the academic arena as a result of
these struggles alongside the Republic. So, what kind of changes have occurred in philosophy in Türkiye
from the past to the present? Has there been a shift in perspectives on philosophy throughout the last
century? Has a philosophical tradition been formed? In this study, we will attempt to comprehensively
examine the reality of philosophy in Türkiye from the Republic to the present day. Firstly, we will
summarize the general course of philosophy over the past century, then reflect on the perspectives on
philosophy, and finally, present the debates regarding the existence of a philosophical tradition.
Throughout this analysis, we will draw on the experiences and opinions of philosophy professors from the
first philosophy department established during the Republican era until the present.
Kaynak
Sosyal Bilimler DergisiCilt
25Sayı
100. Yılında Cumhuriyet Özel SayısıBağlantı
https://dergipark.org.tr/tr/pub/akusosbil/issue/80972/1345907https://hdl.handle.net/11630/11615