Gelişmekte olan ülkelerde helicobacter pylori için “test ve tedavi” yöntemi tamamen kabul edilebilir mi?
View/ Open
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2003-01Author
Ellidokuz, EnderUslan, İhsan
Soytürk, Müjde
Akpınar, Hale
Tankurt, Ethem
Şimşek, İlkay
Gönen, Ömür
Metadata
Show full item recordAbstract
Dispepside Helicobacter Pylori (Hp) eradikasyonunun rolü halâ tartışmalıdır. Avrupa Hp Çalışma Grubu 2000 yılında, kronik dispepsi yakınması ile birinci basamak sağlık kuruluşuna ilk kez başvuran ve gastroözofageal reflü (GÖR) semptomları, non-steroid antiinflamatuar ilaç (NSAİİ) kullanımı ve alarm semptomları olmayan 45 yaşının altındaki erişkin hastalarda Hp eradikasyonunun yapılabileceğini önermişlerdir. Çünkü gelişmiş ülkelerde dispeptik hastalardaki Hp oranları sağlıklı kişilerle karşılaştırıldığında daha yüksek ve “test ve tedavi” stratejisinin maliyet etkinliği ilk aşamada endoskopi ya da ampirik antisekretuar tedavi ile karşılaştırılabilir düzeylerdedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde “test ve tedavi” stratejisinin yerini araştırmak için dispepsisi olan ya da olmayanlarda anti-Hp IgG pozitiflik oranlarını belirledik. Çalışmamıza 100 hasta katıldı (76 kadın, 24 erkek, ortalama yaşları = 42.6±1.8). Serum anti-Hp IgG antikorları Immunocomb H (Organics, France) kiti ile serumda bakıldı. Anti-Hp IgG düzeyleri >20 U/L ise pozitif olarak değerlendirildi. Tüm parametreleri değerlendirmek için chi-square test kullanıldı. Dispepsisi olan 57 hastanın 47’sinde (%75.4) ve dispepsisi olmayan 43 hastanın 34’ünde (%79) anti-Hp IgG pozitif idi. Hp seropozitifliği anlamlı olarak farklılık göstermedi (p=0.60). Biz, Hp oranının normal popülasyonda yüksek olduğu Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde “Test ve Tedavi” stratejisinin kabul edilemeyeceği sonucuna vardık. Bu yüzden Hp için hangi prevalans düzeylerinde hangi yaklaşımın doğru olacağına dair çalışmalara gereksinim vardır. The role of Hp eradication in dyspepsia is still controversial. In 2000, European Hp Study Group suggested that Hp eradication can be done in adult patients under the age of 45 years presenting in primary care with persistant dyspepsia, having excluded those with predominantly gastro-oesophageal reflux disease symptoms, non-steroidal anti-inflammatory drug users and those with alarm symptoms because in developed countries Hp rates in dyspeptic patients are higher as compared to healthy subjects and cost-effectiveness of “test and treat” strategy was comparable to initial endoscopy or empirical antisecretory therapy. To investigate the place of “test and treat” strategy in Turkey which is a developing country, the proportion of anti-Hp IgG positivity in patients with or without dyspepsia was determined. One hundred patients (76 female, 24 male, mean age=42.6±1.8) were included to the study. Serum anti-Hp IgG antibody were detected by Immunocomb H (Organics, France) kit with serum. Anti-Hp IgG levels >20 U/L were defined as positive. Chi-square test was performed to evaluate all parameters. Anti-Hp IgG was positive in 47 out of 57 patients with dyspepsia (75.4%) and in 34 out of 43 patients without dyspepsia (79%). Hp seropositivity was not significantly different (p=0.60). We concluded that “Test and Treat” strategy for Hp is not acceptable for developing countries such as Turkey which Hp ratio is high in normal population. Therefore additional studies are needed about which strategy is accurate in a certain Hp ratio
Source
Afyon Kocatepe Üniversitesi, Kocatepe Tıp DergisiVolume
4Issue
1Collections
- Makaleler [452]