Jürgen Habermas’ın İletişimsel Eylem Kuramı
Abstract
Habermas’ın, konuşma ve sözün boyutları üzerine olan vurgusu,
özneleri aşan ve ‘ideal konuşma durumu’ olarak ifade ettiği iletişim tipini
garantileyen iletişimsel rasyonalitesi; Benjamin’in, araçsal aklın, modern
sömürü ve tahakkümün temeli olarak gösterilmesine karşı sözün değerini
tekrar geri çağırmasına uygun düşmektedir. Ancak, sözü diğer eleştirel
teorisyenler gibi değerden düşmüş, mistik ve olumsuzlama aracı olarak
görmek yerine, akıl ve ötekisi arasında bir geçit ve paylaşım alanı bulma
çabası olarak, eleştirel diyalogun alanını bu gelenekte diriltmeye
çalışmaktadır.
İletişimsel eylem, söz eylemleriyle sınırlı olmayan, onlarla koordine
edilen bir eylem tipi olmaktadır. Ancak Habermas, dilin iletişimsel
sınırlarını, sosyal gereklilikle çizmekten kaçınsa da, başka açıdan sosyal
teorini alanını, dilsel iletişimin gramer kuralları ile sınırlandırarak, mümkün
ve yasal bir iletişim alanını, tahrif edilmemiş iletişim olarak
değerlendirmektedir. Diğer konuşma türlerini, iletişimin asli doğasını bozan
ve yaşam dünyasının tözsel birliğine yönelik bir tehdit olarak görmektedir. Habermas's emphasis on the speech and on the dimention of
expression, and his communicative rationality, guaranties communication
type that he describes as rhetoric “ideal speech condition" and beyond subjects properly fits Benjamin's, the recalling of the value of expression, in
spite of mediatoral logic as being shown as the basis of modern exploitation
and oppression. But, instead of percieving the expression as a value
depreciated, mystic and as a negatory mean like other critical theorists see it;
he tries to revive in tradition, the area of the critical dialogue, as an effort to
find a passageway and a common field between logic and the other.
Communicative action is not bounded by verbal action, but a type of
action coordinated with them. Eventhough, Habermas avoides to draw the
communicative boundaries of language by social necessasities, from the
point of other wiev, he appraises, a possible and legal communicative area as
an undistorted communication, in limiting the area of the social theory with
the linguistic grammer rules. He sees the other speech types as being
destructive to the fundamental nature of communication and as threats to the
verbal unification of the life world.
Source
Sosyal Bilimler DergisiVolume
8Issue
2Collections
- Cilt 8 : Sayı 2 [20]