Uluslararası İlişkilerde Konstrüktivizm: Ortayol Yaklaşımının Epistemolojik Çerçevesi
Abstract
1980’lerin ortasından itibaren Uluslararası İlişkiler disiplinine girmeye
başlayan konstrüktivist düşünceler, zaman içerisinde anayol kuramı olma
yolunda önemli adımlar atmıştır. Bu değişimdeki en önemli etken,
konstrüktivist bakış açılarına ilham kaynağı olan yapılandırma kuramının
varsayımlarındaki sapmalardır. Konstrüktivist yaklaşım, özellikle 1990’lı
yılların ortasından itibaren yapılandırmacılığın refleksif niteliklerinden
ayrılmaya ve yapılandırmacı varsayımları uluslararası ilişkiler alanına
özelleştirmeye başlamıştır. Bunun bir sonucu olarak, pozitivist epistemoloji
üzerinden uluslararası ilişkilerin anayol kuramlarıyla temas etmiş ve disiplin
içerisinde saygın bir statü kazanmıştır. Bu çalışmada, yapılandırma kuramı
gözden geçirilecek; onun bir izdüşümü olarak konstrüktivizmin uluslararası
ilişkilere uyarlanması incelenecek; konstrüktivizmin, disiplinin ana
yaklaşımlarından biri haline gelmesinde yapılandırmacılığın post-pozitivizme
kapı aralayan refleksif epistemolojisinden kopuşunun önemli işlevler üstlendiği
gösterilmeye çalışılacaktır. Constructivist ideas that began to appear in the discipline of
International Relations after the mid-1980s developed in time as a mainstream
theory. In this development, deviation from presumptions of structuration
theory that inspired by constructivist outlook played important roles. Constructivism, particularly after the mid-1990s began to distance itself from
structurationist premises and to privatize them to the field of international
relations. As a result, it interacted with mainstream IR theories through
positivist epistemology and gained a distinguished position in the discipline. In
this paper, structuration theory will be reviewed; its application to international
relations in the form of constructivism will be examined and its deviation from
reflexive epistemology of structuration that gives way to post-positivism has
fundamental impact on the emergence of constructivism as one of the
mainstream approaches in the discipline will be tried to show.
Source
Sosyal Bilimler DergisiVolume
10Issue
1Collections
- Cilt 10 : Sayı 1 [12]