İslâm’ın ümmet olma bilincine verdiği önem (Ebu’l-Hasan el-Harakānî’nin öğretisi özelinde)
Künye
Seyhan, Ahmet Emin, “İslâm’ın Ümmet Olma Bilincine Verdiği Önem (Ebu’l-Hasan el-Harakānî’nin Öğretisi Özelinde)”, Harakānî Üzerine Çalışmalar-IV, Editör, Alparslan Kartal, Sonçağ Akademi, Ankara 2022, 92-132.Özet
Anadolu merkezli medeniyet birikiminin öncülerinden biri olan Ebu’l-Hasan el-Harakānî (ö. 425/1033), dergâhında binlerce talebe yetiştiren, kendisinden sonra gelenlere ilim ve irfan noktasında kaynaklık eden ve düşünceleriyle pek çok kişiyi etkileyen bir İslâm âlimidir. Nitekim Yusuf Hemedânî (ö. 535/1140), Ahmet Yesevî (ö. 562/1166), Hacı Bektâşi Velî (ö. 670/1271), Hacı Bayram-ı Velî (ö. 833/1429) gibi gönül sultanları onun öğretisini takip etmiş, Celâleddin el-Konevî (ö. 670/1271) manevî mürşidi kabul ettiği el-Harakānî’den “bilgeler bilgesi” diye söz etmiş, pek çok şeyi ondan öğrendiğini ifade etmiş, Mesnevî’sinde menkıbelerini anlatmış ve Şems-i Tebrîzî de (ö. 645/1247) Makâlât adlı eserinde ondan sitayişle bahsetmiştir. Kars Kalesi eteğinde inşa edilen Evliya Camiî’nin hazîresinde medfûn el-Harakānî, gerek talebelerine gerekse devleti yönetenlere büyük hedefler gösteren, Allah rızası için İslâm’ı tebliğ ve temsil etmelerini isteyen, din kardeşliğinin pekiştirilmesine ve ümmet olma bilincinin diri tutulmasına önem veren tahkik ehli bir mutasavvıftır. Nitekim el-Harakānî; “Allah’ın Arş’ı (İslâm’ı tebliğ vazifesi) sırtımıza konulmuştur. Ey civanmertler! Yük ağırdır, cehd edin (üstün gayret gösterin) ve yiğitçe davranın (İslâm’ı tebliğ ve temsilden asla vazgeçmeyin!)”, “Âlim sabah kalkar ve ilmini artırmak için çabalar. Zâhid ise zühdünü artırma derdindedir. Ama Ebu’l-Hasan ise bir (insan) kardeşinin gönlüne yücelik (İslâm’ı) ulaştırma (Allah’ı doğru tanıtma) derdindedir” ve “Varlıklara karşı merhameti olmayan Allah sevgisini kalbinde taşıyamaz” derken İslâm’ın evrensel mesajını temsil duyarlılığına sahip, ümmet olma şuurunu içselleştirmiş, birlik ve beraberliğin önemini kavramış, imanlı ve ahlaklı nesiller yetiştirilmesini istemiştir. el-Harakānî; “Her kim bu kapıya gelirse ekmeğini verin ve adını/inancını sormayın. Zira Ulu Allah’ın dergâhında ruh taşımaya layık olan herkes, elbette Ebu’l-Hasan’ın sofrasında ekmek yemeye de lâyıktır” diyerek insanları diline, dinine, ırkına, rengine ve mezhebine bakmadan kucaklamasını bilmiştir. Bu bakımdan onun din kardeşliğine verdiği önemi ve ümmet olma bilincine yaptığı katkıları bilmek gerekir. Zira el-Harakānî, İslâm’ın ana kaynağı Kur’ân’ı referans alan, vahyi algılama ve hayata aktarma konusunda eşsiz ve benzersiz örnek Hz. Muhammed’in sünnetine ittibâ eden, ümmet olma şuuruyla hareket eden, aşırılıklardan uzak, ilkeli, tutarlı, kararlı, örnek bir şahsiyettir. Bu çalışmanın amacı, el-Harakānî’nin din kardeşliğine verdiği önemi ve ümmet olma şuuruna yaptığı katkıları tespit etmek, İslâm’ı özümsemiş bir âlimin Kur’ân ve sünnet kaynaklı fikirlerinin müslümanlara yüklediği misyona dikkat çekmek, ümmet-i Muhammed’in dinin emirlerini uyguladıkları, birlik ve beraberlik içinde hareket ettikleri ve model bir İslâm toplumu inşa etmeyi başardıkları zaman dünyada çok önemli işlere imza attıklarını ve atacaklarını ortaya koymaktır.



















