Öğretmen Adaylarının Öğrencilik Anılarının Analizi
Abstract
Okulda ve sınıfta geçirilen yaşantıların temel belirleyicisi öğretmen-öğrenci etkileşimidir. Kuşkusuz
öğretmen-öğretmen, öğrenci-öğrenci etkileşimi de en az öğretmen-öğrenci etkileşimi kadar önemlidir. Ancak,
öğretmen-öğrenci etkileşimi; öğrenme-öğretme ortamının niteliğini ve havasını belirleyen en önemli etken olarak
göze çarpmaktadır (Açıkgöz Ün, 1996; Ergün ve Duman, 1998). Bunun yanı sıra, öğretmenin kişilik özellikleri,
mesleki deneyimi, öğretim stili, kültürü, aldığı hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimi, sınıf atmosferini olumlu
(veya olumsuz) yönde etkileyen faktörler olarak göze çarpmaktadır (Erdoğan, 2001).
Bu araştırmada, öğretmen adayı öğrencilerin, öğrencilik yıllarında yaşadıkları olumlu ve olumsuz örnek
olaylar analiz edilmektedir.
Bu araştırma nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi, veri analizi açısından ise nicel içerik
analizidir.
Olumsuz olaylarda; öğretmenin kişilik özellikleri açısından “katı, kuralcı ve asabi” olanlar ilk sırada yer
almaktadır. İletişim biçiminde, “yargılayıcı” ve “suçlayıcı” olanlar ilk sırada yer almaktadır. Sorun çözme
yaklaşımı olarak, “dayak atma”, “bağırıp azarlama” yollarını kullananlar ilk sırada yer almaktadır.
Olumlu olaylarda; öğretmenin kişilik özellikleri açısından “anlayışlı, sabırlı ve sakin” olanlar ilk sırada
yer almaktadır. İletişim biçiminde, “tanıtıcı” olanlar ilk sırada yer almaktadır. Sorun çözme yaklaşımında ise,
“motive eden, pekiştireç sunan” öğretmenlerle yaşananlar ilk sırada yer almaktadır.
Yaşanan olayların öğrenci üzerindeki ilk etkileri açısından; olumsuz olaylarda, “kendilerine ilişkin
olumsuz duygulara yol açtığını” belirtenler (%49) ilk sırada yer almaktadır. Olumlu olaylarda ise “mutlu
olduğunu, sevindiğini, rahatladığını” belirtenler (%72) ilk sırada yer almaktadır.
Olayların sonraki etkileri açısından; olumsuz olaylarda “öğretmene, derse, okula karşı olumsuz
duygular oluştuğunu” belirtenler (%34) ilk sırada, olumlu olaylarda ise “kendine güvene, kendini değerli
hissetmeye” yol açtığını belirtenler (%38) ilk sırada yer almaktadır. Olayın sonrasında öğrencinin gösterdiği
tepki açısından; olumsuz olaylarda, “sessizce yerine oturma, ondan sonraki derslerde konuşmama, doğrudan soru
sorulmadan cevap vermeme”, vb. gibi pasiflik ve kaçma tepkileri gösterdiklerini belirtenler (%55) ilk sırada yer
almaktadır. Olumlu olaylarda ise derste aktiflik ve başarılarının arttığını belirtenler (%80) ilk sırada yer
almaktadır.
Olayların yaşandığı öğretim kademesi açısından; her iki olayda da lise, ilköğretim 2. kademe ve
ilköğretim 1. kademe olarak sıralanmaktadır. Lisede yaşanan olumlu olayların yüzdesi (%41), ilköğretim 2.
kademeden daha yüksektir (%25). Bu sonuç ergenlik döneminin önemini bir kez daha vurgulamaktadır.
İlgili öğretmenin cinsiyeti açısından; her iki olayda da erkek öğretmenlerin yüzdesi fazladır. İlgili
öğretmenin branşı açısından; olumsuz olaylarda Matematik ve Fen Alanlarındaki öğretmenlerle yaşananlar,
olumlu olaylarda ise Sosyal ve Beşerî Alanlardaki öğretmenlerle yaşananlar ilk sırada yer almaktadır.
Yaşanan olayların konusu açısından; her iki olayda da öğrenme ve öğretme etkinlikleri ve sınav ile ilgili
olanlar diğerlerinden büyük bir farkla, ilk sırada yer almaktadır. Student-teacher interaction is the main determinant of the school and classroom experiences. Teacher
to teacher and student to student interactions are, with no doubt, as much significant as the teacher to student
interaction. However, teacher to student interaction appears to be the most important factor in determining the
quality and atmosphere of the learning and teaching environment (Açıkgöz Ün, 1996; Ergün and Duman, 1998).
Furthermore, factors such as teacher’s personality characteristics, teaching experience, teaching style and
culture, possessing a pre-service and an in-service education are all considered to effect classroom atmosphere in
a positive (and negative in some cases) way (Erdoğan, 2001).
In this study, an analysis of teacher candidates’ negative and positive representative incidents
experienced during their studentship years is carried out. In this study, the document analysis, one of the qualitative research methods, was used and the data was
analysed using the quantitative content analysis method.
Amongst negative incidents, teacher characteristics such as “rigidness, nervousness/irritability and
devotion to following rules”were found to be leading. Those of the teachers who appear to be “judgmental” and
“accuser” are found to be heading in the list with regard to the way of communication. As for finding approaches
to resolve problems, teachers leadingly in the list appeared to resort themselves to “beating” and “shouting and
scolding”.
Amongst positive incidents, teacher characteristics such as “being understanding, patient and calm”
were found to be leading. As for the way of communication, teachers who appear to be “introducers” sat at the
top of the list. As for finding approaches to resolve problems, teachers who appear to be “encourager” and
“reinforcer” were found to be leading in the list.
With respect to initial effects that the incident has on students, students who expressed that “the incident
has caused negative emotions regarding myself” sat at the top of the list with the rate of 49% amongst the
negative incidents. Concerning positive incidents, students who expressed that “the incident has caused me to be
happy, excited and relaxed” sat at the top of the list with the rate of 72%.
With regard to later effects of the incidents, students who said that “the incident has caused me to
develop a negative attitude towards the teacher, course, and school” were leading on the list with the rate of 34%
amongst the negative incidents experienced. However, the students who expressed that “the incident has led me
to feel confident and attribute more value to myself” sat at the top of the list with the rate of 38% concerning
positive incident experienced. As for the ways in which students showed reactions after the incident took place,
students appeared to show passive reactions with the rate of 55% such as “sitting quietly, stopping expressing
themselves in the following lessons, replying only when a question was directed at themselves” in the negative
incidents encountered. On the other hand, students predominantly (80%) expressed that their success and
activeness in the lesson has increased following the positive incidents.
Concerning the level (grade) of education that both positive and negative incidents took place, the
sequence -from the most to the least- in the list was as such: High School years, Basic Education Level II, and
Basic Education Level I. The rate for the positive incidents experienced during high school years appeared to be
higher (41%) than that of the Basic Education Level II (25%). Consequently, these figures appear to emphasise
the significance of the period of adolescence.
With respect to the gender of the teacher involved, the percentage of male teachers appeared to be very
high for both type of incidents. In consideration to the field of the teacher involved, Maths and Science teachers
sat at the top of the list concerning negative incidents.Whereas Social Sciences and Humanities Teachers led the
list concerning the positive incidents. As for the issues involved in the incidents, incidents which were related to
exams and learning/teaching activities appeared to be much higher than the others.
Source
Kuramsal Eğitimbilim DergisiVolume
1Issue
2Collections
- Cilt 1 : Sayı 2 [8]