Kornea yarası oluşturulan ratlarda resveratrol’ün erken dönem iyileşmedeki etkisinin araştırılması
Abstract
Kornea yaraları klinisyenlerin kedi ve köpeklerde sıkça karşılaştığı olgulardandır. Çoğunlukla sonuçları açısından genellikle olumsuz ve şüpheli kabul edilen olgular olarak değerlendirilmektedir. Veteriner hekimlikte insan hekimliğindeki tedavi yöntemlerinden faydalanarak, çoğunlukla modifiye tekniklerle sağaltım yapılmaya çalışılmaktadır.
Bu çalışmada, Fitoaleksin olarak bilinen bir polifenol olan resveratrol günümüze kadar kullanılan ilaç ve cerrahi yöntemlerin yanıtına ek olarak ve belki de sağaltımda antibiyotik kullanımının yan etkilerini azaltmak ve resveratrol maddesinin antitümor, antioksidan etkinlikten destek alarak iyileşmeyi hızlandırmak ya da sekel oluşumunu azaltarak ya da ortadan kaldırarak her iki hekimlik alanında da önemli bir çığır açacak yeni bir sağaltım yöntemi ortaya koymak amaçlanmıştır.
Bu amaçla değişik yaş ve cinsiyette 6 haftalık yaşta toplam 20 adet Erkek Wistar Albino Rat kullanıldı. Denekler iki gruba ayrıldı. 1. Grup denek; Kontol Grubu olarak, 2. Grup Denek; Resveratrol grubu olarak ayrıldı. Her bir ratın sağ gözüne her iki grup hayvanın korneasına Lup (2,5 X) kullanılarak, sentralde vertikal olarak bisturi ucu ile 2-3 mm uzunluğunda desement membrana kadar kornea yarası oluşturuldu ve yara 10/0 Nylon dikiş materyali ile basit ayrı dikiş yöntemi ile dikildi. Tüm gruplardaki deneklere tarsorafi uygulaması yapılarak 5 gün boyunca 1. Grup yani kontrol grubu deneklerde sadece tobramisin, 2. Gruptaki yani resveratrol grubu ratlara ise gözlere tobramisin uygulanmasına ek olarak yem ve resveratrol (30 mg/kg) içeren su gastrik gavaj ile; 1. Gruptaki ratlar ise sadece su ve yem ile ad libitum 11 gün boyunca beslendiler. Postoperatif 11 günlük gözlem boyunca oftalmoskopik bulgular not edildi. Tüm olguların yapılan klinik muayenelerinde neovaskülerizasyon gelişmediği ve korneal saydamlığın oluştuğu gözlendi. 11 gün sonunda sakrifiye edilen hayvanlardan alınan gözler histopatolojik olarak incelendi.
Kontrol Grubu histopatolojik muayene bulguları; uygun kesit alınamadığı için 1 adet ratın korneası değerlendirilemedi. Her grupta toplamda histopatolojik olarak 9 adet ratın sağ göz korneası çalışılmıştır.
Hayvanlardan sakrifikasyon öncesinde kan örnekleri toplandı ve kontrol ve deneme grubundan alınan kan örneklerinde yapılan biyokimyasal analizlerde MMP-9, NO, MDA ve AOS ölçüldü. BDP açısından skor 3: gruplarda sırayla %11.1 ve %0.0 idi (p<0.05). YHİ; skor 3 sırayla %11.1 ve %0.0 (p<0.05) idi. MDA sonuçları sırasıyla 0. gün ve 11. gün Grup K ve Grup R için 1,61±0,316, 2,854±0,57 ve 2,362±0,513 olarak ölçüldü. Grup K’daki artış istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0.001). MMP-9 ise sırasıyla; 1,115±0,197, 2,842±0,368 ve 2,437±0,323 olarak ölçüldü Grup K’daki artış istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.01). AOS açısından gruplar arasında fark belirlendi (p<0.05). RES grubunda 11. gün ölçüm sonuçları 0. gün ölçüm sonuçlarına çok yakın bulundu.
Çalışma sonucunda biyokimyasal ve histopatolojik bulgular yönünden yapılan değerlendirmelere göre resveratrolün kornea yara sağaltımında vaskülerizasyonun engellenerek korneanın saydam görünümünün tekrar kazandırılması ve dolayısı ile iyileşmenin sağlanmasında önemli oranda etkili olduğu ancak daha kapsamlı ve uzun takip gerektiren çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna varılmıştır.
Collections
- Yüksek Lisans Tezleri [635]