dc.description.abstract | Kadmiyum gibi toksik faktörlere karşı oluşan farkındalık, onların etkilerini daha iyi araştırmayı ve toksikasyon faktörlerinden sürdürülebilir şekilde korunmayı gerektirmektedir. Bu bakışla, antioksidan fitokimyasal maddelerden etkin ve güvenli şekilde yararlanım önem arz etmektedir. Ratlar üzerinde yapılan bu çalışmada, kadmiyumun klörür uygulamasının kan, karaciğer, böbrek, beyin ve testis dokularındaki etkilerine karşı polydatin (PD) ve üzüm çekirdeği ekstraktı’nın (ÜÇE) koruyucu rolünün araştırılması amaçlanmıştır.
Çalışmamızda 49 adet “Wistar-albino” cinsi yetişkin erkek ratlar kullanılmıştır. Ratlarlar yedi eşit gruba ayrıldı: Kontrol grubu (serum fizyolojik), Cd grubu (5mg/kg CdCI2), PD grubu(120 mg/kg PD), ÜÇE grubu (120 mg/kg ÜÇE), Cd+ PD grubu (5mg/kg CdCI2 + 120 mg/kg PD), Cd+ ÜÇE grubu(5mg/kg CdCI2 + 120 mg/kg ÜÇE), Cd+ PD+ ÜÇE grubu(5mg/kg CdCI2 + 120 mg/kg PD +120 mg/kg ÜÇE), Cd, PD ve ÜÇE ratlara serum fizyolojik içerisinde hazırlanarak 4 hafta boyunca oral gavaj ile uygulandı. Çalışma sonunda kanda ve diğer dokularda Cd konsantrasyonu tayini ve total oksidan-antioksidan statü, Malondialdehit ve antioksidan potansiyel ölçümleri ile histopatolojik incelemeler yapıldı.
Bu çalışmada kontrol grubu ile karşılaştırıldığında beyin dokusu hariç diğer dokularda ICP-OES verilerine göre Cd akümülasyonu gözlenirken, beyin dokusunda cihaz ölçüm sınırları altında olduğu için belirlenememiştir. PD ve ÜÇE’nın eritrositler ve dokularda Cd akümülasyonunu değişen düzeylerde önlediği belirlenmiştir. Histopatolojik incelemede Cd uygulanan grubun karaciğer, böbrek, beyin ve testis dokularında yoğun dejeneratif değişimler gözlemlenirken, Cd ile birlikte PD ve ÜÇE’nın tek tek ve kombine kullanımı gerçekleştirilen gruplarda hafif dejeneratif değişimler izlenmiş olup, PD ve ÜÇE’nın histopatolojik değişimleri azalttığı belirlenmiştir. TOS verileri değerlendirildiğinde, kan plazmasında PD ve ÜÇE Cd’un oluşturduğu oksidatif stresi yeterince baskılayamadığı görülmektedir. Karaciğer TOS verileri karşılaştırıldığında Cd grubu kontrol grubuna göre anlamlı bir şekilde artarken, kullanılan fitokimyasalların TOS düzeyelerinde Cd grubuna göre önemli bir azalma belirlenmiştir. Böbrek, beyin ve testis dokularındaki TOS değerleri, bu dokularda PD ve ÜÇE’nın güçlü bir antioksidan etki göstermediğini gösteriyor. Cd verilen hayvanların karaciğer ve testis dokularında TAS seviyesi kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde düştü. PD, ÜÇE ve kombine kullanımda ise TAS değerleri önemli düzeyde arttı. Böbrek ve beyin dokularında ise Cd grubunda kontrol grubuna göre anlamlı bir düşüş görülse de, PD ve ÜÇE’nın Cd grubuna göre olumlu etkileri görülmemiştir. MDA sonuçları, Cd verilen hayvanların kan plazması ve karaciğer dokularında kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde arttı. PD, ÜÇE ve kombine kullanımı sağlanan gruplarda Cd grubuna göre MDA değerleri önemli düzeyde azaldı. Böbrek, beyin ve testis dokularında ise PD ve ÜÇE’nın Cd maruziyetine karşı MDA seviyesi üzerine anlamlı etkisi görülmedi. Polidatin, üzüm çekirdeği ekstraktı ve ikisinin kombine kullanıldığı grupların kan plazmasında, karaciğer, böbrek ve beyin dokularında antioksidan potansiyel, Cd grubuna göre önemli düzeyde artmıştır. Testis dokusunda, PD ve ÜÇE grupları AOP seviyesi artarken kadmiyumla birlikte fitokimyasalların uygulandığı gruplarda Cd grubuna göre olumlu bir etki izlenmedi.
Sonuç olarak, Cd maruziyeti oluşturulan sıçanlarda özellikle kan ve karaciğer dokusunda oksidatif hasarın oluştuğu, böbrek, beyin ve testis dokularında çok güçlü bir oksidatif stresin izlenmediği görüldü. PD ve ÜÇE’nin farklı dokularda farklı düzeylerde koruyucu etkisi tespit edilirken, PD’nin ÜÇE’ne göre daha çok koruyucu etkili olduğu görülmüştür. Tüm dokularda histopatolojik değişimlerin başladığı, ancak karaciğer ve kan dışındaki dokularda bunları başlatan faktörün oksidatif stres ve ürünleri olmadığı kanaati oluşmuştur. | en_US |