Çoğulculuk ve vesayet ikileminde 1961 Anayasası
Künye
Şimşek, M. (2020). Çoğulculuk ve Vesayet İkileminde 1961 Anayasası . Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , TBMM’nin 100. Yılı ve Millî İrade Özel Sayısı , 221-240 . DOI: 10.32709/akusosbil.788507Özet
Doktrinde 1961 Anayasası’nın geniş ölçüde yer verdiği temel hak ve hürriyetlerle çoğulcu demokrasiyi
getirdiği iddiası yaygın olarak kabul görmektedir. Bu yaklaşımı benimseyenler 1961 Anayasası’nın
hazırlık sürecinde ve uygulanmasında temel hak ve hürriyetlerin toplumun tüm kesimleri için
tanınmasının esas kabul edildiğini ileri sürerler. Neticede 1961 Anayasası’nın siyasal yelpazenin
genişlemesinin önünü açtığı ifade ederler. Söz konusu iddianın gerçek olmadığını kabul eden yaklaşım
1961 Anayasası’nda çoğulcu demokrasinin hayat bulmasını engelleyecek kurumsal düzenlemelere yer
verildiğini ve böylece demokrasiyi budayacak vesayet tohumlarının ekildiğini ileri sürmektedir. Bu
yaklaşıma göre 1961 Anayasası ile tanınan temel hak ve hürriyetlerin toplumun tüm kesimlerince
kullanılması başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere çeşitli kurumsal araçlarla dolaylı olarak
engellenmiştir. Makalede bu iki iddia ele alınmış ve 1961 Anayasası’nın tanıdığı özgürlüklerin
uygulamada hangi kesimlerce kullanılabildiği ve bu özgürlüklerin kullanılmalarının kurumsal düzeyde
engellenip engellenmediği araştırılmıştır. Bu kapsamda öncelikle 1961 Anayasası’nın hazırlık sürecinde
etkili olan yaklaşım ve bu yaklaşımın temel amaçlarına bakılmıştır. Daha sonra 1961 Anayasası’nda yer
verilen ve resmi ideolojinin taşıyıcılığı misyonu yüklendiği iddia edilen Anayasa Mahkemesi (AYM),
Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhuriyet Senatosu, Cumhurbaşkanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı
(DPT) yetkileri, görevleri ve siyasal arenada vesayetçi işlev yerine getirip getirmedikleri açısından
incelenmiştir. Neticede 1961 Anayasası’nın felsefesine ve uygulamadaki duruma bakılarak Anayasayla
ilgili çoğulculuk - vesayet ikilemi tartışmasına katkıda bulunulmuştur. In the doctrine, the claim that the 1961 Constitution introduced pluralist democracy with fundamental
rights and freedoms, is widely accepted. Those who adopt this approach claim that the recognition of
fundamental rights and freedoms for all segments of the society is essentially considered in the
preparation and implementation of the 1961 Constitution. As a result, they express that the 1961
Constitution paved the way for the expansion of the political spectrum. The approach, which accepts
aforesaid claim untrue, asserts that the 1961 Constitution includes institutional arrangements that will
prevent pluralist democracy come to life, and thus the seeds of tutelage that will prune democracy are
planted. According to this approach, the use of fundamental rights and freedoms recognized by the 1961
Constitution by all segments of society was prevented indirectly by various institutional means,
particularly the Constitutional Court. In the article, these two allegations were discussed and it was
investigated that the freedoms granted by the 1961 Constitution could be used in practice by which
groups and whether the use of these freedoms was prevented at the institutional level. In this context, at
the outset, the effective approach in the preparation process of the 1961 Constitution and the main
objectives of this approach were examined. Later, the Constitutional Court (AYM), National Security Council (MGK), the Republic Senate, Presidency, State Planning Organization (DPT), which were
included in the 1961 Constitution and claimed to undertake the mission of carrying the official ideology,
were examined in terms of their authorities, duties and whether they fulfil a tutelaged function in the
political arena. Consequently, weeding through the philosophy of the 1961 Constitution and the situation
in practice, a contribution is made to the discussion of constitutional pluralism - tutelage dilemma.
Kaynak
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler DergisiCilt
22Sayı
TBMM’nin 100. Yılı ve Millî İrade Özel SayısıBağlantı
https://dergipark.org.tr/tr/pub/akusosbil/issue/57951/788507https://hdl.handle.net/11630/9342