Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorFişne, Mustafa
dc.contributor.authorTeker, Fatma
dc.date.accessioned2022-01-20T06:13:24Z
dc.date.available2022-01-20T06:13:24Z
dc.date.issued2019en_US
dc.date.submitted2019
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11630/9887
dc.description.abstractModern uluslararası ilişkilere Vestfalya sistemi hâkim olduğu için din dış politikayı belirleyici bir faktör olarak görülmemiştir. Ancak din bu dönemde araç olarak uluslararası ilişkilerde varlığını devam ettirmiştir. 1948 yılında İsrail devletinin, akabinde din temelli çeşitli uluslararası örgütlerin kurulması dış politikada dinin yeniden etkili olduğu bir dönemi başlatmıştır. 11 Eylül 2001 yılında ABD’de Pentagon ve İkiz Kulelere yönelik saldırılarla birlikte din, uluslararası ilişkilere tam bir dönüş yapmıştır. Yöneticilerin dini düşünce ve inançlarının, kutsal mekânların statüsü ve dini temelli iç çatışmaların dış politikaya etkisi gibi konularda görüldüğü gibi günümüzde din dış politikada önemli bir faktör haline gelmiştir. İsrail Devleti’nin kurucu ideolojisi olan Siyonizm, uluslararası toplumun onayını almak için laik temel üzerine inşa edilmiş olup tüm dünyadaki Yahudiler için bir devlet yaratma amacında idi. Bu amaç doğrultusunda kurulmuş olan İsrail devletinin Tevrat kaynaklı bir dış politika stratejisi izlediği görülür. Tevrat kaynaklı olarak Yahudiler, vaat edilmiş topraklar, seçilmiş halk oldukları iddiası ve varlığını devam ettirme bilinci ile hareket etmektedirler.en_US
dc.description.abstractAs the Vestphalia system dominated the modern international relations, religion was not seen as a determining factor in foreign policy. However, it continued to exist in the international relations, though as a tool in the modern era. The establishment of the State of Israel in 1948 and many religion-based international organizations later marked a new era in which religion has started to be effective in foreign policy again. After the 11 September 2001 attacks in the USA, religion has returned to international relations obviously. Today, it plays an important role in foreign policy as reflected by the impacts of religious thoughts and the beliefs of the policy makers, status of sacred spaces and internal religious conflicts on foreign policy decisions. Being the founding ideology of the State of Israel, Zionism is built on a secular basis for the approval of the international community and aimed to establish a state for for all Jews in the world. Founded for that purpose, Israel appears to follow a foreign policy strategy based on the Torah. On the basis of Torah, Jews act with consciousness of continuing existence, promised land, and being the elected people.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherAfyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectİsrailen_US
dc.subjectDinen_US
dc.subjectDış Politikaen_US
dc.subjectDış Politika Analizien_US
dc.titleDış politikada din faktörü: İsrail örneğien_US
dc.title.alternativeRelıgıon as factor ın foreıgn polıcy: the case of Israelen_US
dc.typemasterThesisen_US
dc.departmentEnstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalıen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.contributor.institutionauthorTeker, Fatma


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster